Gazeteci Tuna Şerbetçi Gündemi Kaleme Aldı
Terörle mücadele başarısı ve PKK’nın feshedilmesi!
"Cumhur İttifakı, 15 Temmuz’daki hain darbe girişimine karşı oluşan millî refleksin bir tezahürü olarak doğmuş ve millî şuurla güçlendirilmiş bir oluşumdur..
Kurulduğu günden bu yana, Cumhur İttifakı’nın en başarılı olduğu alanlardan biri;
Türkiye, Irak ve Suriye olmak üzere üç cephede terör örgütlerine karşı verdiği kararlı mücadeledir.
'Fırat Kalkanı , 'Zeytin Dalı', 'Barış Pınarı', 'Bahar Kalkanı' ve 'Pençe-Kilit' gibi operasyonlarda;
On binlerce terörist etkisiz hâle getirilmiş; binlerce terör mağarası, kampı ve silah deposu imha edilmiştir..
Bu süreçte, terör örgütü PKK’nın iki yüze yakın üst düzey yöneticisi de etkisiz hâle getirilmiştir..
Örneğin, terör örgütü PKK’nın kurucusu Öcalan’ın 'kendisinden sonra örgütte sözü geçecek kişi' olarak tanımladığı;
Ali Haydar Kaytan ile yine sözde üst düzey yöneticilerden Rıza Altun,
Millî İstihbarat Teşkilatı ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ortak operasyonları sonucunda etkisiz hâle getirilmiştir..
Biz, Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’un etkisiz hâle getirildiğini yıllar önce yazmıştık..
Ancak terör örgütü bu ölümleri, ancak silah bırakma ve örgütü feshetme kararını açıkladığı gün, yani yıllar sonra resmen kabullenmiştir..
Türk Devleti, yaptığı terörle mücadele kararlılığı yanında, gerek Irak merkezi hükümetiyle yaptığı anlaşmalar çerçevesinde,
Gerekse Suriye’de oluşan yeni yönetimle temelden kurduğu ilişkiler sayesinde,
Terör örgütü PKK ve uzantılarının hareket alanını önemli ölçüde daraltmıştır..
Bu daralmanın sağlandığı ortamda,
ABD ve İsrail’in özellikle Suriye merkezli olarak PKK/YPG’yi kullanma ve yönlendirme gücünü sarsmak amacıyla,
Terör örgütüne silah bırakma ve örgütü feshetme çağrısı yapılmıştır..
Bu süreçte, terör örgütü PKK’nın kurucusu olan Öcalan, örgütüyle bu kapsamda yeniden muhatap edilmiştir.
İmralı’daki Öcalan da yaptığı açıklamada,
"Ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır.." diyerek şu çağrıyı yapmıştır;
"Kongrenizi toplayın ve karar alın; tüm gruplar silah bırakmalı ve PKK kendini feshetmelidir.."
Terör örgütü PKK da bu çağrıyı kabul ederek silah bırakacağını ve örgütü feshedeceğini duyurmuştur..
'Terörsüz Türkiye' hedefinin başarı oranı ne olursa olsun, bu sürecin kazananı bölgede yine Türkiye olacaktır..
Bu hedef %100 oranında hayata geçirilirse;
Türkiye her alanda daha da güçlenecek ve ayağına vurulmak istenen terör prangasından tamamen kurtulacaktır..
Bu gelişme, iç cepheyi tahkim etme iradesini daha sağlıklı bir zeminde hayata geçirmemizi sağlayacaktır..
Etnik fitne ortadan kalkacak, kardeşlik duyguları pekişecek ve birlik-beraberlik içinde çelikleşmiş bir Türkiye manzarası ortaya çıkacaktır..
Ancak Türkiye’de, 'PKK silah bırakırsa bunun bize ne faydası olacak?' diyen bir zihniyetin var olduğunu bilerek,
Bu süreçte ortaya çıkabilecek her türlü tahrik ve provokasyona karşı dikkatli ve uyanık olunması gerektiği unutulmamalıdır..
Çünkü bu zihniyet, PKK’nın terör eylemlerinden rahatsızlık duymamış;
Fakat silah bırakmasından ve örgütü feshetmesinden rahatsız olmuş görünmektedir..
Türk Devleti, terörle mücadelenin her aşamasını başarıyla sonuçlandıracak kudret ve kararlılığa sahiptir..
Bugüne kadar teröre karşı yürütülen her operasyonda kararlılıkla ve tavizsiz bir duruşla hareket eden Türk Devleti,
Bu mücadelede halkının desteğiyle tam bir bütünlük içinde hareket etmektedir.
Güvenin adresi bellidir: Türk Devleti ve onun siyasi iradesi olan Cumhur İttifakı..
Karşınızda, teröre karşı mücadelede defalarca başarıyı ispatlamış,
Hiçbir milli davadan geri adım atmamış bir Türkiye vardır..
Ve bu kararlı yürüyüşün mimarları..
Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Sayın Devlet Bahçeli’nin birlikteliği, Türkiye’nin içte ve dışta en büyük güvencesidir.
Bu birliktelik; milletin bekasına, devletin dirliğine ve coğrafyamızdaki huzura adanmış stratejik bir ortaklıktır.."