Gazze’nin Çocukları: “Sıra Bize Gelmeden Haydi Dostlar Kudüs’e!”

Gazze’de süregelen saldırılar tüm dünyanın gözleri önünde devam ederken, yaşanan insanlık trajedisine duyarsız kalmayan şair ve yazar Recep Garip, Yüzyıl Gazetesi köşesinde kaleme aldığı güçlü metinle vicdanlara seslendi.

“Onlar sanıyorlar ki biz sussak mesele kalmayacak. Hâlbuki biz sussak, tarih susmayacak...” sözleriyle başlayan metin, sadece bir ağıt değil, aynı zamanda bir vicdan çağrısı. Garip, Gazze’de akan kanın, yanan çocuk bedenlerinin ve yok edilen hayatların karşısında sessiz kalanları uyarıyor.

“Gazze’nin duvarlarında kan kırmızı
Filistin çiçeği yanıyor yanı başımda”

dizeleriyle ilerleyen şiirsel anlatım, çocukların acısını ve umut dolu bakışlarını bir arada sunuyor. Yazıda savaşın, çocukların en temel haklarını bile ellerinden aldığı vurgulanıyor. Nevruz, Kerbela, Muharrem gibi dini ve tarihi referanslarla, Gazze’de yaşananların sadece politik değil, aynı zamanda ahlaki ve inançsal bir mesele olduğu dile getiriliyor.

“Zordur Gazze’de çocuk olmak, anne olmak hayal ötesi” cümlesiyle metin doruk noktasına ulaşıyor. Gazze’de bir çocuğun elinde misket yerine mermi kovanı tuttuğu, oyuncaklar yerine silah parçalarıyla yaşadığı acı tablo çarpıcı bir biçimde gözler önüne seriliyor.

Recep Garip’in metni, şu çağrıyla son buluyor:

“Şimdi doğacak gün aşkına,
Okunan ezan ve kıyam aşkına,
Kur’an-ı Kerim aşkına,
Sıra bize gelmeden haydi dostlar,
Haydi dostlar Filistin’e, Kudüs’e gidelim!”

Bu çağrı, sadece bir davet değil; suskunluğa karşı bir direniş, umuda çağrı, kardeşliğe sesleniş. Gazze’de bir çocuk ağlıyorsa, insanlık susmamalı.

Recep Garip, modern Türk edebiyatının güçlü kalemlerinden biri olarak, hem şiir hem düşünce dünyasında etkili eserleriyle tanınıyor. Gazze için kaleme aldığı bu metin, onun vicdani ve insani duyarlılığının yeni bir yansıması olarak dikkat çekiyor.

Haber / İlker Karataş