Büyük İslam Âlimi Sadreddin Yüksel Vefatının 20. Yılında Eyüpsultan’da Anıldı
Yeni Dünya Vakfı tarafından organize edilen ve “Eyüpsultan’ın Ebedî Sâkinleri” programı çerçevesinde gerçekleştirilen anma etkinliğine birçok kişi katıldı.
Programın sunuculuğunu yapan edebiyatçı ve yazar Mehmet Nuri Yardım, Sadreddin Yüksel’i "dinine bağlı, çalışkan, mütevazı, bir dava ve fikir insanı" olarak tanımladı. Yardım, "Hocamız, son anına kadar gençlerin eğitimine büyük önem verdi ve her fırsatta onları destekledi. Öldüğünde tamamlanmış fakat basılmamış ve yarım kalmış birçok eseri vardı" dedi.
"Disiplinli ve Azimli Bir Âlimdi"
Sadreddin Yüksel’in oğlu Müfid Yüksel, babasının çalışma düzeni ve hayatına dair önemli detayları katılımcılarla paylaştı. “Babam çoğunlukla evde çalışırdı. Ezber kabiliyeti yüksekti, okuduğu kitaplarla bağlantılı eserleri mutlaka incelemek gibi bir alışkanlığı vardı. Disiplinli ve dakik bir insandı; sabahları erken kalkar, zamanını ilimle değerlendirirdi” dedi.
Müfid Yüksel, babasının çok bilgili ve donanımlı bir âlim olduğunu, ancak bu durumun çevresindeki bazı kişilerde kıskançlık yarattığını belirtti. “Babam, memleketinde ilmî üstünlüğü nedeniyle bazı mollaların kıskançlığına maruz kaldı. Seveni olduğu kadar kıskananı da vardı. Onun yanına aldığı asistanlardan biri, babamın çevirisini kendi çalışması gibi yayımladı. Ancak biz, babamın tamamlanmış ama basılmamış eserlerini yayınlamayı arzuluyoruz” ifadelerini kullandı.
Vahhabîlik Tekliflerini Reddetti
Sadreddin Yüksel’in ilmî duruşu ve prensiplerinden asla ödün vermediğini vurgulayan Müfid Yüksel, babasının Suudi Arabistan’dan gelen teklifleri reddettiğini de aktardı: “Bir gün Suudi Arabistan yetkilileri, babama medrese açma ve rektörlük teklif etti. Ancak babam, Vahhabîlik propagandası yapılması şartını kabul etmeyerek bu teklifi geri çevirdi. Ayrıca, Muhammed bin Abdulvehhab’ın kitabını tercüme etmeyi de reddetti. Babam, Ehli Sünnet inancına sıkı sıkıya bağlıydı.”
Bugün Yaşasaydı Gençlere Ulaşmak İçin Mücadele Ederdi"
Mehmet Nuri Yardım, Sadrettin Yüksel’in gençlere yönelik eğitim anlayışını ve metanetini vurguladı. “Hocamız bugün yaşasaydı, teknolojiyi kullanarak gençlere ulaşır, onların gönüllerine hitap ederdi. Şark Medresesi’nde yetişmiş, hayatını İslam’a ve ilme adamış bir şahsiyetti. Oğlu Metin Yüksel’in vefatı sonrasında bile tevekkül ve sabır göstermiş, herkese Allah’a olan teslimiyetin örneğini sunmuştu” dedi.
Programın ardından her hafta olduğu gibi katılımcılara, kitap hediye edildi . Toplu fotoğrafın ardından, Edirne kapıda mezarı başında dualarla Anıldı.
Sadreddin Yüksel (1930-2004), Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı Gayda köyünde doğmuştur. İlk eğitimini ailesinden almış, daha sonra dönemin İslami ilim merkezlerinden Siirt ve Mardin'de geleneksel medrese eğitimi görmüştür. Özellikle Kürt âlimlerden ve İslami ilimlere vakıf olan ulemadan ders alarak hem Arapça hem de İslami ilimlerde derinleşmiştir. Sadreddin Yüksel, genç yaşlarda Arapça gramer ve Kur'an tefsirinde önemli bir birikime sahip olmuştur.
Hocalarının etkisiyle özellikle Ehl-i Sünnet çizgisinde kalmaya özen göstermiş, klasik İslami ilimlerle modern meseleleri birleştiren bir yaklaşım benimsemiştir. Yazdığı eserlerde İslamî hayatın temel meselelerine değinmiş, fıkıh ve tefsir alanında çalışmalar yapmıştır. Ayrıca modern sapmalar ve ideolojik akımlara karşı yazılar kaleme almıştır. Sadreddin Yüksel, uzun yıllar çeşitli medreselerde hocalık yapmış ve öğrenciler yetiştirmiştir. 2004 yılında vefat eden Yüksel, geride eserleri ve yetiştirdiği talebeleriyle önemli bir miras bırakmıştır. Mezarı İstanbul’da bulunmaktadır.
Kaynak Gülbeyaz Balta