Son yıllarda giderek yaygınlaşan uygulamalar nedeniyle pek çok kaldırım yaya kullanımına kapalı hâle gelirken, yol kenarlarının dubalarla çevrilerek “özel otopark” gibi kullanılmasına vatandaşlar sosyal medya ve şikâyet hatları üzerinden tepki gösteriyor. Birçok İstanbullu, “Kaldırımda yürüyemez olduk, herkes kendine özel alan yaratmış durumda” ifadeleriyle yaşanan soruna dikkat çekiyor.

Kamuya ait alanların işgal edilmesi yalnızca günlük hayatı aksatmakla kalmıyor; şehir güvenliği açısından da ciddi riskler oluşturuyor. Engelli bireylerin erişimini engelleyen kapatılmış kaldırımlar ve acil durum araçlarının geçişini zorlaştıran dar sokaklar, işgalin en görünür sonuçları arasında yer alıyor.

Belediyeler ise konuya ilişkin denetimleri artırdıklarını belirtiyor. Yapılan açıklamada, “Kamu hakkını ihlal eden her türlü işgalle mücadele ediyoruz, ancak vatandaşın da ortak bilinçle hareket etmesi gerekiyor” denildi.

Kent planlamacıları ve şehircilik uzmanları, artan işgallerin yalnızca cezai yaptırımlarla çözülemeyeceğini ifade ediyor. Uzmanlar, hem esnafı hem de vatandaşları hem de yerel yönetimleri aynı masaya oturtacak sürdürülebilir bir düzenleme ihtiyacına vurgu yaparak, “Kalıcı çözüm için ortak irade şart” görüşünde birleşiyor.

HABER / İLKER KARATAŞ