Bütçeyi “milletin alın teriyle oluşmuş kutsal bir emanet” olarak nitelendiren İzsiz, Meclis kürsüsünden çıkan her sözün de aynı şekilde bir emanet olduğunu ifade etti. Siyasetin yalnızca konuşma mahareti değil, sözü incitmeden taşıma sorumluluğu olduğunu belirten İzsiz, “Biz buraya kalp kırmaya değil, gönül yapmaya geldik” dedi.

Konuşmasında Yunus Emre ve Sadi Şirazi’den alıntılar yapan İzsiz, siyasette kullanılan dilin toplumu doğrudan etkilediğini vurgulayarak, “Birbirimizi inciten söz, sadece karşı sırayı değil, bütün milletin ortak gönlünü incitir” ifadelerini kullandı.

AK Parti’nin siyaset anlayışının gerilimi artırmak değil, toplumsal birlik duygusunu güçlendirmek olduğunu dile getiren İzsiz, farklılıkların çatışma değil, olgunluk vesilesi olması gerektiğini söyledi. “Uzlaşacağız ama yozlaşmadan uzlaşacağız” diyen İzsiz, Mevlana’nın “Aynı dili konuşanlar değil, aynı şeyi hissedenler anlaşır” sözünü hatırlattı.

Kendisinin Esenyurt’ta yetişmiş bir emekçi olduğunu da anlatan İzsiz, geçmişte garsonluk ve hamallık yaptığını belirterek, hayatın içinde siyasetin gerçek sorumluluğunu öğrendiğini ifade etti. Sahada edindiği tecrübelerin kendisine, her vatandaşa parti ayrımı gözetmeden şefkatle yaklaşılması gerektiğini öğrettiğini söyledi.

İzsiz, kamu kaynaklarının olduğu kadar insan gönlünün de emanet olduğunu vurgulayarak, Meclis’in ayrılığı değil kardeşliği büyütmesi gerektiğini dile getirdi. Konuşmasında Peygamber Efendimizin “İnsan bir hazinedir, içine girmesini bilene” sözünü hatırlatan İzsiz, siyasette üslubun en az yapılan iş kadar önemli olduğunun altını çizdi.

Konuşmasının sonunda 2026 yılı bütçesinin ülkeye ve millete hayırlar getirmesini temenni eden İzsiz, Yüce Meclis’i saygıyla selamladı. Konuşma, AK Parti sıralarından alkışlarla karşılandı.