“Ara zam ezberden ibaret”

Küçük, Türkiye ekonomisinin artık yapısal bir çıkmazda olduğunu savunarak, her kriz döneminde tekrar edilen “asgari ücrete ara zam” adımlarının ekonomik sorunları çözmediğini vurguladı. “Bu yaklaşım, ekonomik yangının üzerine su değil, benzin dökmektir. Enflasyonun alevine odun taşımaktır” dedi.

“Bir cebe konulan, diğer ceplerden fazlasıyla alınır”

Asgari ücret artışlarının yalnızca maaşları değil, beraberinde maliyetleri, fiyatları ve vergileri de artırdığını belirten Küçük, bu durumun hayat pahalılığını daha da derinleştirdiğine dikkat çekti. “Ücretlinin cebine koyulan, kısa süre sonra markette, pazarda, faturada ve kirada fazlasıyla geri alınmaktadır” dedi.

“Esnafa, çiftçiye, sanayiciye yük olarak dönüyor”

Küçük açıklamasında, asgari ücret artışlarının sadece çalışanı değil, tüm üretim ve tedarik zincirini etkilediğini belirtti. “Üreten değil, tüketen bir ekonomik yapıya dönüşen ülkemizde bu tür artışlar; tarladaki domatesten şehirdeki ulaşım ücretine, fırındaki ekmekten kiralara kadar her alanda zam olarak geri dönüyor. Sonuç yine aynı: ‘Geçinemiyoruz’ şikayetleri” dedi.

“Sorun ücret değil, geçim yükü”

Asgari ücretten alınan vergilerin azaltılmadığı sürece yapılan zamların kağıt üzerinde bir artıştan ibaret olduğunu söyleyen Küçük, “Gerçek çözüm, vatandaşın sırtındaki yükü azaltmak, vergileri adil dağıtmak ve devlet harcamalarında şeffaflık sağlamaktır. Yüksek gelirli daha çok vergi vermedikçe bu düzen değişmez” diye konuştu.

“Popülizm değil reform”

2025 yılının günü kurtaran değil, geleceği inşa eden politikalarla şekillenmesi gerektiğini belirten Mehmet Küçük, “Her yıl büyüyen bütçeler değil, büyüyen adalet anlayışı lazım. Herkese eşit vergi değil, kazanana göre sorumluluk yükleyen sistemler inşa edilmedikçe bu düzen halkın değil, imtiyazlıların düzeni olmaya devam eder” ifadelerini kullandı.

Kaynak : PHA