Türkçe Düşünmek, Konuşmak ve Yazmak Çalıştayı İZÜ’de Gerçekleşti

Çalıştaya Eski Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, İstanbul Vali Yardımcısı Mustafa Asım Alkan, İZÜ Rektörü ve TDED Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar, TDED Başkanı Ekrem Erdem, İZÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İbrahim Güney’in yanı sıra akademisyenler ile öğrenciler katıldı.

AVCI: EĞİTİMDE REFORM ÖĞRETMENDEN BAŞLAR
Programın açış konuşmasını gerçekleştiren Eski Millî Eğitim Bakanı Prof. Dr. Nabi Avcı, Bakanlık döneminde Türkçenin doğru kullanımı için atılan adımlardan söz etti. Avcı, asıl hedefin öğrencilerden önce öğretmenleri bu konuda eğitmek olduğunu dile getirdi. El yazısı eğitimine özel bir vurgu yapan Avcı, bu konunun yalnızca estetik değil aynı zamanda pedagojik bir boyut taşıdığına işaret etti. Avcı, “El yazısı çocuğun doğru-yanlış, güzel-çirkin ayrımını öğrendiği ilk disiplindir. Bir harfi doğru yazmayı öğrenen çocuk, zamanla toplum kurallarına da uymayı içselleştirir.” dedi. Türkçenin yalnızca kelimelerle değil, vücut diliyle de kaybolduğunu aktaran Avcı, cümlelerini şu sözlerle noktaladı: “Dildeki yozlaşma sadece sözle olmaz. Vücut dili de kültürün bir parçasıdır. Bugün dizilerde gördüğümüz karakterler, ne konuşmalarıyla ne de jest ve mimikleriyle Türk kültürünü yansıtıyor.”

ALKAN: TÜRKÇE KİMLİĞİMİZİN, KÜLTÜRÜMÜZÜN VE TARİHİMİZİN TAŞIYICISI
Türkçenin yalnızca bir iletişim aracı değil, aynı zamanda bir milletin kimliği olduğunu belirtten İstanbul Vali Yardımcısı Mustafa Asım Alkan ise “Türkçe, bir milletin ruhudur. Kimliğimizin, kültürümüzün ve tarihimizin taşıyıcısı. Yunus Emre’nin sevgi dolu dizelerinden, Karamanoğlu Mehmet Bey’in ‘Bugünden sonra divanda, dergâhta Türkçeden başka dil konuşulmayacaktır.’ fermanına kadar uzanan bir miras. Türkçe yazmak, geleceğe bırakacağımız en kalıcı iz. Amacımız, Türkçenin zenginliğini korumak ve özellikle gençlerimizi bu konuda bilinçlendirmek.” dedi.

ACAR: BİR MİLLETİN RUHU DİLİDİR
İZÜ Rektörü ve TDED Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Prof. Dr. Ahmet Cevat Acar da Türkçeye sahip çıkmanın bir vatandaşlık görevi olduğunu söyledi. Rektör Acar, geçmişte dilde sadeleştirme adı altında yürütülen uygulamaların Türkçeye zarar verdiğini belirterek cümlelerine şöyle devam etti: “Osmanlı’nın son dönemlerinde üretilmiş yüzlerce terim vardı. Ancak bu terimler tasfiye edildi ve bugün dilimiz kısırlaştı. Bir imparatorluğun dili saf kalamaz. Saf dil yalnızca izole kabilelerde olur. Yabancı dil öğretmeliyiz ama öğretim dili haline getirmemeliyiz. Türkçe, özellikle teknik alanlarda eğitim dili olmaktan çıkıyor. Bu, milli birliğimiz açısından büyük bir tehlike. Bir milletin ruhu dilidir. Eğer iddia sahibi bir ülke olmak istiyorsak, önce Türkçeye sahip çıkmalıyız.”

ERDEM: GÜÇLÜ MEDENİYETLER GÜÇLÜ DİLLERLE KURULUR
TDED Başkanı Ekrem Erdem de dilin bir milletin kimliği olduğunu vurguladı. Erdem açıklamalarında şu ifadelere yer verdi: “Dünyada söz sahibi olmak isteyen bir milletin önce kendi diline sahip çıkması gerekir. Dilini geliştirip zenginleştirmesi gerekir. Güçlü medeniyetler, güçlü dillerle inşa edilir. Bugün ise hem uydurma kelimelerle köklü kelimelerimiz değiştiriliyor hem de yabancı kelimeler hiçbir uyarlama yapılmadan dile giriyor. Sosyal medya dili, İngilizce ve Türkçenin karışımı garip bir yapıya bürünmüş durumda. Çocuklarımız harfleri bile İngilizce telaffuzla söylüyor. Kısaltmalar bile İngilizce düşünülerek yapılıyor. Bu bir zihniyet dönüşümüdür. Çocuklarımıza Türkçenin zenginliğini öğretmek, dilimizi yaşatmak ve geliştirmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu bilinçle hareket etmeli, Türkçeye sahip çıkmalıyız.”

DİL, KİMLİK VE KÜLTÜR ÜZERİNDEN TÜRKÇENİN DERİN YAPISI
Çalıştayın ilk oturumu “Dil, Kimlik ve Kültür” temasıyla gerçekleştirildi. Oturum başkanlığını Dil ve Edebiyat Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Üzeyir İlbak yaptı. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dursun Ali Tökel, “Dil Boşluk Kabul Etmez: Ya Melek Ya Zombi” başlıklı sunumunda dilin düşünce ve kültür dünyası üzerindeki belirleyici etkisini ele aldı. Ardından İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayati Develi, “Kültür Taşıyıcısı Olarak Dil” başlıklı sunumuyla dilin sadece bir iletişim aracı değil, aynı zamanda kültürel aktarımın temel unsuru olduğunu vurguladı. Oturumun son konuşmacısı ise Millî Eğitim Bakanlığı Bakan Müşaviri Dr. Necdet Subaşı oldu. Subaşı, “Dil Kaybı” başlıklı sunumunda çağdaş dünyada dillerin maruz kaldığı tehditleri ve Türkçenin bu süreçteki durumunu değerlendirdi.

BATI DİLLERİNİN GÖLGESİNDE TÜRKÇE VE KÜLTÜRÜMÜZ
İkinci oturumda “Batı Dillerinin Türkçe Üzerindeki Etkisi” konusu masaya yatırıldı. Oturum başkanlığını şair ve eğitimci Yusuf Şahin üstlenirken, oturumun ilk konuşmasını Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Baş yaptı. “Yabancı Dilde Eğitimin Dil ve Kültür Üzerine Etkisi” başlıklı konuşmasında, eğitim dili olarak Türkçenin yerini başka dillerin almasının olası sonuçlarını tartıştı. Ardından Türk-Alman Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemal Yıldız, “Yurt Dışında, Osmanlı’dan Günümüze Dil, Kimlik ve Kültür İlişkileri” konulu sunumuyla tarihsel bir perspektif sundu. Oturumun son konuşmasını İZÜ Öğretim Üyesi Dr. Metin Boşnak yaptı. “Kültürel Mirasımız Meselesinde ve Yabancı Dilin Rolü” başlıklı sunumunda yabancı dillerin kültürel aktarım üzerindeki etkisini ele aldı.

TÜRKÇENİN COĞRAFYASI: KITALAR ARASI BİR DİLİN İZLERİ
Üçüncü oturumda ise “Türkçenin Coğrafî Dünyası” başlığı altında Türkçenin küresel ölçekteki kullanımı ele alındı. Oturum başkanlığını İZÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bayram Ali Kaya yürütürken, ilk olarak Türkiye Maarif Vakfı Sosyal ve Kültürel Faaliyetler Daire Başkanı M. Fatih Pehlivan “Afrika’da Türkçe” başlıklı konuşmasıyla Türkçenin Afrika’daki etkisini paylaştı. Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatma Açıkgöz, “Rusya ve Türk Cumhuriyetlerinde Türkçe” konusunu işlerken, gazeteci - yazar Süleyman Gündüz ise “Balkanlar ve Avrupa’da Türkçe” konulu sunumuyla Türkçenin Avrupa’daki konumunu değerlendirdi. Oturumun son konuşmasında ise Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu, “Türkçenin Nüfuz Alanı ve Ortak Türkçenin Mümkünlüğü Tartışması” başlıklı sunumuyla ortak Türkçeye dair bir vizyon sundu.

KONUŞMA TÜRKÇESİ VE GÜNLÜK DİLİN DİNAMİKLERİ
Dördüncü oturumda “Konuşma Türkçesi” teması işlendi. Oturum başkanı İZÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Osman Özdemir olurken, İstanbul Üniversitesi Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yörük, “Türkçeye Vitamini” başlıklı konuşmasıyla dinleyicilere zengin ve renkli bir dil kullanımı önerdi. Ardından yazar Feyza Hepçilingirler, “Türkçenin Bugünkü Görünümü” başlıklı sunumuyla güncel dil meselelerine dikkat çekti. Spiker ve sunucu Murat Atıl, “Kitle İletişim Araçları ve Dil” başlıklı konuşmasında medya dilinin toplum üzerindeki etkilerini incelerken, eğitimci ve diksiyon uzmanı Reyhan Çınar, “Doğru, Güzel ve Etkili Konuşmanın Önemi” başlığı altında etkili hitabetin temel ilkelerini paylaştı.

Kapanış konuşmalarında ise İZÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necmettin Özmen, “Türkçenin İfade İmkânlarını Zenginleştirme Üzerine” başlıklı konuşmasını yaptı. Son olarak İZÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. İbrahim Özen, “Bir Değerlendirme Sunumu” ile gün boyunca ortaya konan fikir ve tartışmaları özetleyerek etkinliği tamamladı.

Kaynak Sebahattin Zaim Üniversitesi Haber