Yüzyıl Gazetesi Trakya Haber Müdürü Tuna Şerbetçi’den Gündem Özel Ben Doğruyu Söylerim Gerisi Dokuz Köyün Sorunu
Yüzyıl Gazetesi Trakya Haber Müdürü Tuna Şerbetçi’den Gündem Özel Ben Doğruyu Söylerim Gerisi Dokuz Köyün Sorunu
“Kalem Kılıçtan Keskindir.” Peki basın ve kurumlar, amirler, başkanlar, STK’lar ve vatandaş, dirsek temaslı bir düzende mi? Bunu biraz düşünmeliyiz...
GAZETECİ; mesleğini icra eden bir kişidir. Aynı zamanda bir insan tabii… Onun da sevdiği yemek, tuttuğu takım, baktığı yön değerleri ve ideolojisi vardır; olmalı da…
X bir partinin başkanı ile yan yana fotoğraf verince o partiye gönül vermiş ya da x bir partinin yanlış tutumlarını kamuoyu ile paylaşınca yandaş olmuyorsun. Bu düşünce bu mesleğe yakıştırılmamalı! diyerek devam edelim…
Burada siyasi hareket yok!
Burada ticari menfaat yok!
Burada taraftarlık yok!
Burada yancılık yok!
Burada yandaşlık yok!
Burada din, dil, ırk, renk ayrımı yok!
Burada İNSANİ DEĞERLER VAR...
Evet bu böyledir… “DOĞRU SÖYLEYENİ DOKUZ KÖYDEN KOVARLAR.”
Ama benim de şöyle bir bakış açım var hayata dair; “HER NE OLURSA OLSUN, BEN DOĞRUYU SÖYLERİM; GERİSİ DOKUZ KÖYÜN SORUNU”
SİYASİ PARTİLER, BELEDİYELER, ODALAR, DEVLET KURUMLARI HALKINA HİZMET ETMEK İÇİN VARLAR...
Yerel basın doğal olarak yakın çevre ve bölge haberlerini işler ve yayınlar. Toplumsal hayatı etkileyen olaylar, yerel yönetim hizmetleri, yeni açılan işyerleri, yerel adli olaylar, yerel spor kulüpleri, eğlence merkezleri, sivil toplum etkinlikleri, başarılı öğrenciler, girişimciler, yerel siyasi adaylar ve aktörler vb. konular, yerel basında manşet veya gündem olur. Kısacası gündelik hayatımızı etkileyen, etkileyecek olan gelişmelerden okurlarını haberdar eder. Aynı zamanda işlenen konulardan bazıları ulusal basında da yer bularak, ülke kamuoyunun bilgisine sunulur. Hatta ulusal basın, büyük oranda yerel basından beslenir…
Yerel basında yazı yazanlar da yine yukarıda açıklanan konularda görüşlerini, eleştirilerini dile getirirler. Gündelik hayatın koşuşturmasında dikkatlerden kaçan olaylara dair kamuoyunu ilgilendirecek tespitlerde bulunarak, gündeme taşıyarak kamuoyunun oluşmasına katkı sağlarlar. Ancak hemen belirtmeliyim ki; makam, mevki, statü ne olursa olsun, toplum olarak eleştiriden pek hoşlanmayız. Ön yargılarımız, peşin hükümlerimiz hemen devreye girer ve tepki geliştiririz..
Ulusal, yerel siyasal iktidarları kamu yararı gözeterek, kamu hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde duyurulması, denetlenmesi hizmetini yürüten Anadolu, Taşra Basını olarak da anılan yerel basına katkı sağlanması gerekmektedir. Yöneten-yönetilen çelişkisine işaret ederek, vatandaş haklarının korunması, hizmete erişebilmesi, hizmetlerin duyurulmasına aracılık etmesi beklenmektedir. Kamuoyu iradesinin doğru ve amaca uygun oluşmasına, demokrasi ve hoşgörü kültürünün yaygınlaşmasına katkı sağlaması yine yerel basına verilen misyonlardandır.
Yerel basın emekçilerinin toplumla doğrudan ilişki kurarak, içinde bulundukları kamuoyunu bilgilendirmesi, harekete geçirmesi beklenirken; duygusal, tepkisel, ideolojik, kişisel saiklerle haber üretmemeleri umulur. Bu zor şartlar altında sosyal medya, medya tröstleri gibi pek çok sorunla baş etmek zorunda kalarak, misyonunun gereğini yerine getirmeye çalışan ilimizin yerel medya sahiplerini ve çalışanlarını gururla selamlıyorum.
Örneğin; “El öpmeyle ağız kirlenmez” diyen, bir babanın evladıyla, çocuğuna sürekli olarak “Hayatta hep dik dur, kimsenin karşısında menfaat için eğilme” diye telkinde bulunan bir babanın yetiştirdiği çocuğun yaşamlarını birleştirdiğini düşünelim. Bunlar birbirini başta hoş görseler bile, ileriki dönemlerde mutlaka karşılıklı olarak olumsuz eleştirilere başlayacaklardır. Sonuçta herkes bildiği yoldan yürüyecek ve o birliktelik sen sağ, ben selamet olacaktır…
Bu olay, hayatın her aşamasında yaşanan birliktelikler, arkadaşlıklar, dostluklar, komşuluklar ve ortaklıklar için de geçerlidir. Geçimsizlik iyi değildir ancak nedenini iyi irdelemek ve sorgulamak gerekir.
Başka bir konuda, bir başka yazı dizisinde görüşmek dileğiyle;
Allah’a emanet olun…
Tekirdağ HABERİ