Türkiye'nin savunma sanayi gelişimini biraz da rakamlar üzerinden izah edecek olursak ekonomik gelişmeye paralel olarak teknolojik gelişimin de ortaya çıktığı görülür. Aslında savunma ekonomisi ile savunma teknolojileri birbirlerini besleyen iki unsurdur. Yani savunma alanında yatırım yaptıkça savunma teknolojileri gelişir, savunma teknolojileri geliştikçe ekonomik gelir artar. Ancak savunma teknolojilerinin gelişimi sadece ekonomik parametrelerle ölçülemez bunun yanında siyasal irade ve istikrar birinci şarttır.
SAVUNMA SANAYİİ RAKAMLARI NELER SÖYLÜYOR
Savunma sanayii açısından savunma bütçeleri, savunma sanayiindeki yerlilik oranı ile kritik teknolojilere sahip olma seviyesi ve savunma ihracatı rakamları birlikte değerlendirilirse anlamlı bir bütün ortaya çıkıyor. Bu kapsamda 2002 yılında Türkiye'nin savunma bütçesi 12 milyar dolarken savunmada yerlilik oranı yaklaşık yüzde yirmilerde ve kritik savunma teknolojilerinden yoksunduk. 2002 yılında savunma ihracatı ise sadece 248 milyon dolar seviyesindeydi. Bu ihracat ağırlıklı olarak MKE'nin ürettiği klasik mermi ve diğer standart el bombası, aydınlatma fişeği gibi mühimmattan oluşuyordu. Başka da bir şey yoktu. Ancak savunma bütçemiz 2012 yılında 18.2 milyar dolara, 2022 yılında ise 23.4 milyar dolara çıktı.
SAVUNMA SANAYİİNİN GELİŞİMİNDE SİYASİ İRADE ŞART
Yapılan yatırımlar ve başta Cumhur Başkanı Sayın Erdoğan'ın liderlik ve desteği ile siyasi olarak savunma yatırımlarının siyaseten arkasında durulması sonucu savunma sanayiinde yerlilik oranı 2012'de yüzde ellilere 2022 yılında ise yüzde yetmişlere ulaştı. Bu kapsamda savunma ihracatı da 2012 yılında 1.6 milyar dolara, 2022 yılında 4.4 milyar dolar seviyesine erişti. 2023 ve 2024 yıllarında ise Türk savunma sanayiinde adeta önemli bir eşiğin atlandığına şahit oluyoruz. 2023 yılı savunma bütçesi 25 milyar dolara, 2024 savunma bütçesi ise 40 miyar dolara yükseldi. 2025 yılı için öngörülen savunma bütçesi ise 45 milyar dolar olarak planlandı. Bunun sebebi çevremizde meydana gelen gelişmelere bağlı olarak artan riskler ile oluşan tehdit seviyesindeki yükselişti. Fakat savunma harcamalarındaki artışa karşın 2023 ve 2024 yılında savunmada yerlilik oranı yüzde seksene ulaştığı gibi Elektronik harp, radarlar, süpersonik ve hipersonik roket ve uçak motorları ile güdüm sistemlerinde çok önemli kritik teknolojilere de sahip olduk. Daha da çarpıcı olan 2023 yılında savunma ihracatı 5.5 milyar dolar olarak gerçekleşirken, 2024 yılında Türkiye tam 7 milyar 154 milyon dolarlık savunma ihracatı yaptı. 2025 yılında savunma ihracatının 10 milyar doların üzerinde olması bekleniyor. 248 milyon dolardan 7 milyar dolara aradaki büyük farkı siz takdir edin. Ama burada dikkatlerden kaçmaması gereken iki önemli husus var. Birincisi Türkiye artık savunmada kritik teknolojilere sahip olduğu için dışa bağımlılığını büyük ölçüde azaltmıştır. İkincisi ise yerlilik oranı arttığından dolayı başta TSK olmak üzere güvenlik birimlerinin ihtiyaçlarını yerli firmalardan karşılamak suretiyle artık silah ve teçhizat için dışarıya para ödemiyor yani savunma için ayrılan paralar kendi firmalarımıza gidiyor. Ve son iki yılın verilerine bakacak olursak yerli savunma firmalarının hem yurtiçi satışları hem de yurtdışı ihracat toplamları savunma bütçesini geçmiştir. Dolayısıyla Türkiye artık oluşturduğu savunma ekolojisinde üretim aşamasın geçmiş, ektiklerimizi biçmeye başladığımız bir döneme girmiş bulunmaktayız.
Kaynak Akşam Gazetesi