15 Temmuz gecesi inançla ve imanla meydanlardaydık. Hasbi duygularla bu milleti millet yapan, bu toprakları vatan yapan değerler için çıkmıştık. Salâlar o geceye damgasını vurmuştu. Dillerden düşmeyen tekbirlerle kurşunlar karşısında durabilmişti insanımız...
Sabah tan yeri ağarana dek meleklerle birlikte zikre durmuştu dillerimiz ya Gaffar... Ya Gaffar... Onlarca yıldır bu millete ve değerlerine yapılan düşmanlığın bir hesaplaşmasıydı bu direniş...
15 Temmuz tarihi gün, yüksek sesle tekrar etmemiz gereken ve bunu sadece 15 Temmuzlar’da değil, her daim her zaman bağıra bağıra ve her fırsatta VATAN, BAYRAK, EZAN sevdasıyla değerlerimize laf getirtmeden, göz diktirmeden yaşamayı Cenab-ı Hak cümlemize nasip etsin inşallah. Rabbîm Ezana, Vatana, Millete düşmanlık besleyenlere fırsat vermesin! (Amin)
15 Temmuz, ülkenin Cumhurbaşkanı’na, Başbakanı’na, Meclisi’ne, Genelkurmay ve Milli İstihbarat Başkanlıkları’na, Emniyet’ine karşı biriktirdikleri 40 yıllık kin ve hileleri ile suikast düzenleyen bir ahlaksızlıktır.
FETÖ haininin milletimiz içine soktuğu fesadın da kısmen varlığını sürdürdüğü unutulmamalıdır. Bu yüzden, başlatılan davaların mümkün olan süratte tamamlanması, meseleye taraf olanların cezalarının hızlı bir şekilde verilmesi büyük önem taşımaktadır. Yeni fesat dalgalarına daha fazla meydan vermeden, mahkemelerin adil ve acil bir biçimde sonuçlandırılması gerekmektedir. Bu süreçte, suçun şahsiliği dikkate alınması gereken en önemli hukuki prensiptir. Akrabalık yoluyla veya başka bir şekilde suçlular ile veya terör örgütünün meşru zemini kullanıp hayata geçirdiği üniversite ve banka gibi kurumlarla ilişkisi olanların, gerçek suçlulardan tefrik edilmesi toplumsal barış için elzemdir. Hele bu süreci kişisel menfaatlerine alet edip kumpas ve iftiralar ile rakiplerini elemeye kalkanların sebep olduğu felaketlerin açık ve seçik bir şekilde hall u fasl edilip o ahlaksızların da sistemden ayıklanması vicdani bir sorumluluktur.
15 Temmuz, kırk yıl toplumumuzun değerleri içinde kendini saklamış FETÖ terör örgütüne, onun destekçisi ve hamisi dış güçlere karşı milletimizin dik duruşu ve şahlanışıdır. Türk milletinin bu tarifsiz direnişini görenler, Türkiye’yi ağır bir kuşatma ve baskı altına almışlardır. Ekonomisinin yıpratılması, savunmasının zayıflatılması ve en önemlisi 15 Temmuz dayanışma ruhunun yok edilmesi için bütün oklarını Türkiye’ye yöneltmişlerdir.
15 Temmuz, Türk tarihinin yeni bir dönüm noktasıdır. Komşuları, müttefikleri, stratejik ortakları, dost ve düşmanları ile yeniden hesaplaşmanın başlangıcıdır. 2016’da olduğu gibi, bugün de 15 Temmuz ruhu etrafında kenetlenecek olan siyaset, asker, üniversite ve toplumun her katmanı, farklılıklarını muhafaza ederek yeni bir şahlanışı sağlayacak güce sahiptir.
Yeter ki, birbirimize adil olalım, birlikte olalım.
15 Temmuz mücadelesi onurumuzdur!
Başka bir konuda, bir başka yazımda görüşmek dileğiyle;
Allah’a emanet olun…