2020 sonrası küresel sistem, artık tek kutuplu Amerikan hegemonyasından uzak, çok kutuplu, dinamik ve rekabetçi bir düzene evrilmiştir. Çin’in yükselişi, Rusya’nın Batı’ya karşı askeri refleksleri, İran’ın bölgesel etkisi ve Kuzey Kore’nin nükleer kapasiteyle statü kazanma arzusu, bu dönüşümün temel parametreleridir.
Bu karmaşık denklemde Türkiye, klasik NATO ekseninden bağımsız hareket edebilen, doğu ile batı, kuzey ile güney arasında “dengeleyici aktör” rolünü oynama kabiliyeti yüksek bir bölgesel güç olarak konumlanmaktadır. Türkiye’nin Azerbaycan ve Pakistan üzerinden geliştirdiği stratejik eksen, bu çok kutuplu sistemde asimetrik ittifaklara ve stratejik özerkliğe dayalı yeni bir dış politika paradigmasını temsil eder.
1. Stratejik Derinlik Kavramı Bağlamında Türkiye’nin Yaklaşımı: Ahmet Davutoğlu’nun ortaya koyduğu Stratejik Derinlik tezi, Türkiye'nin çevresindeki bölgeleri sadece güvenlik alanı değil, aynı zamanda kültürel, tarihsel ve ekonomik yayılma alanı olarak değerlendirmesini önermiştir. Bu perspektif günümüzde revize edilerek şu biçimde ortaya çıkmaktadır:
Batı ile zorunlu ittifak, Doğu ile gönüllü yakınlaşma.
Yumuşak güç ile sert gücün harmanlandığı hibrit stratejiler.
Türkiye merkezli bölgesel alt-bloklar (örn. Türk Devletleri Teşkilatı).
Azerbaycan ve Pakistan, bu stratejide hem askeri hem jeopolitik kaldıraç işlevi görmektedir.
2. Türkiye–Azerbaycan–Pakistan: Stratejik Eksen Modeli: Bu üçlü yapı, sadece kardeşlik ya da ideolojik yakınlıkla değil, aynı zamanda asimetrik güvenlik çıkarları ve alternatif ticaret hatları üzerinden şekillenmektedir.
a. Askerî Strateji:
Ortak tatbikatlar (Üç Kardeş Tatbikatı)
Türkiye'nin İHA/SİHA teknolojisinin transferi
Türkiye'nin, Pakistan’ın nükleer gücü üzerinden dolaylı caydırıcılık arayışı
b. Enerji Stratejisi:
Hazar’dan başlayıp Anadolu üzerinden Avrupa’ya ulaşan enerji koridorlarının güvenliği
İran bypass edilerek Zengezur Koridoru üzerinden Türkistan’a açılma
c. Jeoekonomik Hatlar:
Orta Koridor (Trans-Hazar güzergâhı): Çin ile Avrupa’yı Türkiye üzerinden bağlayan stratejik hat
CPEC (Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru): Türkiye’nin Pakistan üzerinden Hint Okyanusu’na inme hedefi
3. Rusya Ve Kuzey Kore: Dengeleme Politikasının Zorlu Ortakları
a. Rusya ile Çok Katmanlı Rekabet ve İş Birliği:
Rekabet alanları: Suriye, Libya, Güney Kafkasya
İş birliği alanları: Enerji (Akkuyu, doğal gaz), savunma sanayi (S-400), tahıl koridoru
Stratejik Hesap: Türkiye, Azerbaycan üzerinden Orta Asya’daki Rus etkisini sınırlarken, enerji projeleriyle iş birliğini diri tutmaktadır.
b. Kuzey Kore ile Sembolik Açılım: Türkiye, diplomatik düzeyde Kuzey Kore ile doğrudan temas kurmamaktadır. Ancak Pakistan-Çin-Kuzey Kore üçgeni üzerinden dolaylı bir etkileşim ağı kurulabilir.
Stratejik hamle: Türkiye’nin Kore Yarımadası’nda "uzak mesafeden stratejik duruş sergilemesi", Batı’ya karşı jeopolitik manevra alanını genişletme amacı taşır.
4. Çok Kutuplu Sistemde Türkiye’nin “Stratejik Otonomi” Hamlesi
ABD ve NATO ile Esnek İttifak:
Türkiye NATO üyesi olmakla birlikte, ABD politikalarının bölgeye etkilerini çoğu zaman dengeleme çabası içindedir (örneğin, Suriye’de YPG desteğine karşılık Rusya ile yakınlaşma).
Çin ile İlişkiler: Türkiye, Orta Koridor vasıtasıyla Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” projesinin deniz dışı rotasında kilit rol üstlenmektedir. Bu da Türkiye'yi Çin’in gözünde değerli bir partner hâline getirir.
Hindistan’ın Dengeleyici Rolü: Türkiye-Pakistan ilişkileri, Hindistan ile potansiyel stratejik sürtüşmeler yaratmaktadır. Bu durum, Türkiye’nin Hint Okyanusu üzerindeki etkisini sınırlasa da, Pakistan üzerinden bir “geçit politikası” uygulanabilir.
Sonuç: Stratejik Vizyon, Taktik Esneklik: Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan üzerinden geliştirdiği stratejik eksenle asimetrik ama etkili bir güç mimarisi oluşturmaktadır. Bu yapı, çok kutuplu dünyanın rekabetçi doğasına uygun olarak hem Batı’yla ilişkileri tamamen koparmadan hem de Doğu ile yeni bloklar kurarak ilerlemektedir. Kuzey Kore ve Rusya gibi aktörlerle bölgesel zemin arayışı, bu politikanın sınırlarını test eden taktik manevralar olarak okunmalıdır. Türkiye, bu tür açılımlarla "küresel denklemde oyun kurucu değilse de oyun bozucu" bir pozisyon elde etmeye çalışmaktadır.
Swot Analizi: Türkiye’nin Azerbaycan ve Pakistan ile ittifak kurarak Rusya ve Kuzey Kore ile bölgesel denge arayışı
Güçlü Yönler (Strengths):
• Tarihî ve kültürel bağlar: Azerbaycan ile “tek millet iki devlet”; Pakistan ile uzun süredir devam eden dostane ilişkiler
• Askerî teknoloji avantajı: Bayraktar TB2 gibi İHA/SİHA teknolojileriyle savunma iş birliklerinde liderlik pozisyonu
• Jeopolitik konum: Avrupa-Asya-Afrika arasında köprü olması, enerji ve lojistik hatlarının merkezinde yer alması
• Çok yönlü dış politika deneyimi: NATO üyesi olarak Batı’yla uyum, aynı anda Rusya ve Çin ile diyalog sürdürebilme kapasitesi
• Enerji geçiş gücü: TANAP, TAP, Zengezur Koridoru gibi projeler üzerinden bölgesel enerji güvenliğinde merkez olma potansiyeli
Zayıf Yönler (Weaknesses):
• NATO ile çelişen hamleler: Rusya ve Kuzey Kore gibi Batı’nın karşıt bloklarındaki aktörlerle temas, güven krizine yol açabilir
• Kuzey Kore ile düşük düzeyde ilişki: Diplomatik temsiliyet veya ekonomik bağın olmaması, sembolik kalma riski doğurur
• Ekonomik kırılganlık: Türkiye'nin ekonomik istikrar sorunları, büyük ölçekli dış politika stratejilerinin sürdürülebilirliğini etkileyebilir
• İran ve Hindistan gibi bölgesel aktörlerle sürtüşme potansiyeli: Zengezur ve Pakistan merkezli politikalar, bu iki ülkenin stratejik çıkarlarıyla çatışabilir
• İç politik kutuplaşma ve bürokratik koordinasyon sorunları: Devlet politikalarının sürekliliği ve dış politikada tutarlılık konusunda iç dinamikler etkili olabilir
Fırsatlar (Opportunıtıes):
• Orta Koridor’un yükselişi: Çin’in “Bir Kuşak Bir Yol” projesi ile Türkiye-Pakistan-Azerbaycan hattı önem kazanıyor
• Batı dışı güvenlik bloklarının oluşumu: NATO’ya alternatif yapıların gelişmesi (örneğin ŞİÖ) ile Türkiye çok taraflı güvenlik iş birliklerine katılabilir
• Enerji ve ticaret ağlarında merkez olma: Hazar’dan Çin’e, oradan Avrupa’ya uzanan koridorlarda Türkiye'nin "kilit geçit" olarak kullanılması
• Pakistan’ın nükleer caydırıcılığı: Türkiye’nin doğrudan değil ama dolaylı şekilde nükleer bir güçle ittifak içinde görünmesi
• Rusya ile enerji ve savunma iş birliklerinin derinleşmesi: Batı ambargolarıyla karşı karşıya kalan Rusya için Türkiye cazip alternatif olabilir
Tehditler (Threats):
• Batı ile ilişkilerde bozulma riski: ABD ve AB, Türkiye’nin Rusya/Kuzey Kore ile olası yakınlaşmasını stratejik sapma olarak görebilir
• Çok cepheli jeopolitik rekabet: Türkiye, Rusya-Çin-İran-Hindistan gibi bölgesel devlerle aynı sahada farklı çıkarlar peşinde olabilir
• Güvenlik tehditlerinin yayılması: Terör, siber saldırı, vekâlet savaşları gibi hibrit tehditler; Türkiye’nin bölgede angajmanını zorlaştırabilir
• Ekonomik yaptırımlar ve baskılar: Özellikle Kuzey Kore üzerinden yapılacak açılımlar, Batı tarafından ekonomik yaptırım tehditleri doğurabilir
• Pakistan-Hindistan çatışması riski: Türkiye’nin Pakistan’a yaklaşması, Hindistan ile diplomatik gerilimlere yol açabilir
Stratejik Özet Ve Değerlendirme: Türkiye, Azerbaycan ve Pakistan ile kurduğu stratejik yapıyı sürdürebilmek için denge politikası, diplomatik esneklik ve ekonomik dayanıklılık unsurlarını aynı anda yürütmelidir. Batı ile ilişkileri koparmadan, Rusya ve Asya bloğuyla alternatif iş birlikleri kurarak çok kutuplu düzende özerk bir stratejik aktör konumuna yükselebilir. Ancak bu dengeyi korumak, yalnızca dış değil, iç politik tutarlılığı da gerektirmektedir. Vesselam.