Bir Köyün Keli
Anadolu’da bir köyün meşhur olmuş keli varmış.Kel, yanından hiç ayrılmayan köpeğiyle beraber gezer aynı zamanda köyün davarını( koyun ve sığır sürüsü) güder yani çobanlığını da yaparmış.Kel çoban,çok hikâye bilir her önüne geleni bıktırırcasına anlatırmış.Köylü bu durumdan şikayetçi olunca,ona kasabada bir iş bulup başlarından savmışlar.Aradan uzun bir zaman geçmiş.Uyanık ve zeki kel, siyasete atılarak,politika merdivenlerinden adım adım geçerek ” Bakanlık” koltuğuna oturmuş. Kel Bakanın aklına bir gün doğduğu ve büyüdüğü köyü gelmiş.Köyüne bir iyilik yapmak isteyen Kel Vezir,mermerden bir yalak yaptırmış.Köyünede haber göndermiş,” yalağın açılış törenine mutlaka katılacağım” demiş.Kel Vezirin niyetini ve maksadını iyi bilen uyanık köylüler, yalağın kitabesine şöyle yazdırmışlar. ” SU ELİN, ÇEŞME ELİN,YALAK TA KELİN”. Herkes bilir ve kabul eder ki bütün eserler milletindir.Ülkemizin köyünde, kasabasında ve şehirlerinde; hükümetler tarafından yatırım programlarına alınıp,yılı ödeneği ayrılarak yapılan veya ihale suretiyle yaptırılan her hizmet ve yatırım,milletin vergilerinden oluşturulan * bütçe* imkanlarıyla yaptırılmıştır.Diğer bir ifadeyle, hiçbir siyasi veya görevli ve yetkili bürokratların cebinden finanse edilmemiştir.Yani kimse babasının parasını harcamamıştır.Bu tesbiti yaparken; eğitim, sağlık,sosyal hizmetler vb.hizmet dallarında Adan Zye şahsi ve ailesi adına hizmet binaları inşaa ettiren hayırsever, hamiyetperver insanlarımızın ve STK nın çalışmalarını yabana atacak değiliz.O kişi ve kurumlarımızı,her zaman şükran duygularıyla yad edeceğiz. Bu tebessüm ettiren hikayeden çıkaracağımız ders; Devletin ve milletimizin kesesinden, doğduğu yerlere, eğitim, sağlık, altyapı vb.yatırımları planlı-plansız yaptırıp,sonrada gösterişli törenlerle hizmete açan kurnaz siyasilere ibretle bakmaktır.
Vesselam.
Ekleme
Tarihi: 08 June 2025 - Sunday
Bir Köyün Keli
Anadolu’da bir köyün meşhur olmuş keli varmış.Kel, yanından hiç ayrılmayan köpeğiyle beraber gezer aynı zamanda köyün davarını( koyun ve sığır sürüsü) güder yani çobanlığını da yaparmış.Kel çoban,çok hikâye bilir her önüne geleni bıktırırcasına anlatırmış.Köylü bu durumdan şikayetçi olunca,ona kasabada bir iş bulup başlarından savmışlar.Aradan uzun bir zaman geçmiş.Uyanık ve zeki kel, siyasete atılarak,politika merdivenlerinden adım adım geçerek ” Bakanlık” koltuğuna oturmuş. Kel Bakanın aklına bir gün doğduğu ve büyüdüğü köyü gelmiş.Köyüne bir iyilik yapmak isteyen Kel Vezir,mermerden bir yalak yaptırmış.Köyünede haber göndermiş,” yalağın açılış törenine mutlaka katılacağım” demiş.Kel Vezirin niyetini ve maksadını iyi bilen uyanık köylüler, yalağın kitabesine şöyle yazdırmışlar. ” SU ELİN, ÇEŞME ELİN,YALAK TA KELİN”. Herkes bilir ve kabul eder ki bütün eserler milletindir.Ülkemizin köyünde, kasabasında ve şehirlerinde; hükümetler tarafından yatırım programlarına alınıp,yılı ödeneği ayrılarak yapılan veya ihale suretiyle yaptırılan her hizmet ve yatırım,milletin vergilerinden oluşturulan * bütçe* imkanlarıyla yaptırılmıştır.Diğer bir ifadeyle, hiçbir siyasi veya görevli ve yetkili bürokratların cebinden finanse edilmemiştir.Yani kimse babasının parasını harcamamıştır.Bu tesbiti yaparken; eğitim, sağlık,sosyal hizmetler vb.hizmet dallarında Adan Zye şahsi ve ailesi adına hizmet binaları inşaa ettiren hayırsever, hamiyetperver insanlarımızın ve STK nın çalışmalarını yabana atacak değiliz.O kişi ve kurumlarımızı,her zaman şükran duygularıyla yad edeceğiz. Bu tebessüm ettiren hikayeden çıkaracağımız ders; Devletin ve milletimizin kesesinden, doğduğu yerlere, eğitim, sağlık, altyapı vb.yatırımları planlı-plansız yaptırıp,sonrada gösterişli törenlerle hizmete açan kurnaz siyasilere ibretle bakmaktır.
Vesselam.
Yazıya ifade bırak !
Bu yazıya hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.