İsrailoğulları’ ndan bir abid 30 sene sürekli ibadet etmiş, Cenabı Hak’ta mükafat olarak kendisine bir bulut ihsan etmiş.Abid bir süre bulut altında gölgelenmiş. Fakat bir zaman sonra,bu nimetten mahrum kalmış. Olayı annesine anlatmış,annesi:” masiyet-( kötülük,asilik) nimetin değişmesine sebep olur, sanırım bu mahrumiyet işlediğin bir asilik yüzündendir.” demiş.Abid: ” Hiçbir işlediğim asiliği hatırlamıyorum” diye cevap vermiş. Annesi tekrar sormuş:” Çevrene,göğe bakıp ta bir an bile İlahi kudret ve azameti düşünmediğin oldu mu?” Adamcağız cevap vermiş: ”Evet anne bir gün semaya,aya ve yıldızlara baktım da gaflete dalmıştım”.Annesi: ” işte oğlum, yarattıklarına bakıp da Allah’ ın c.c. varlık, kudret ve azametini düşünmemezliğin senin için bir masiyettir.
Bunun içindir ki nimetinden mahrum kaldın” demiş.(1). 23 Temmuz 2009 tarihli gazetelerin birçoğunda haber olarak yer alan;” yüzyılın en uzun güneş tutulması” olayını şöyle değerlendirmiştik. Gazete ve tv.haberlerine göre, yüzyılın en uzun güneş tutulması olayına, Asya kıtasında 2 milyara yakın kişi tanıklık ettiler.Tutulmayı izlemek üzere, Hindistan, Nepal,Çin ve diğer Güney Asya ülkelerine seyahat eden yüz binlerce insan sokaklara döküldü.Tutulma,en uzun zamanında 6 dakika 39 saniye sürdü.Bu sırada gündüz geceye döndü.Yıldızlar gökyüzünü kapladı.Güneş bir taç gibi gökyüzünü süsledi. Astrofizik uzmanları,bu kadar süreli bir güneş tutulmasının 2132 ye kadar gercekleşmeyeceğini belirtmişler.
İnsan sormadan edemiyor.Acaba,bu güneş tutulmasını, bir şenlik havasında seyreden milyonlarca insandan kaçı? Bu şaşmaz kozmik düzeni, yaratan ve devam ettiren Yüce Rabbimizin * kudret ve azametini* düşündü ve aklına getirdi? Tefekkür, İslam inancında, kâinatı,varlık âlemini, tabiatı, yaratıkları ve Yaratan Allah’ ı c.c. düşünmek, Cenabı Hak’kın yoktan var ettiği varlıklardan ders çıkarmak ve ibret almak şeklinde tanımlanabilir.İslam düşünürleri, tefekkür Cenabı Hak’kın evrende halkettiği eserlerine bakılarak ve eserleri okumak suretiyle yapılmalı derler.Yoksa Cenabı Hak’kın zatı hakkında tefekkür etmeye çalışmak hatalı bir davranıştır.Sebebi de açıktır.
Cenabı Hâk,hiç bir şekilde suret ve cisim olarak vasıflandırılamaz veya hayal edilemez. Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de tefekkür – düşünce ile ilgili onlarca ayeti kerime ve peygamber efendimizin hadisleri mevcuttur.Birkaç örnek vermek gerekirse;Al-i İmran /191.ayet:”0 akıl sahibleri,ayakta dururken,otururken ve yanları üzerine yatarken,daima Allah’ı c.c. zikrederler, göklerin ve yerin yaratılışını TEFEKKÜR ederler ve”Rabbimiz sen bunları boşuna yaratmadın.Sen bütün eksik sıfatlardan uzaksın.Bizi cehennem azabından koru ” derler.
En’am/50.ayet:”Rasulüm de ki: ” Size Allah’ın hazineleri yanımda demiyorum,gaybıda bilmiyorum,yine size” ben bir meleğim de ” demiyorum.Ben ancak,bana vahyedilene tâbi oluyorum.De ki: ” kör ile gören bir olurmu?Hiç düşünmüyormusunuz?”. Nahl/11.ayet:” O, su ile sizin için ekinler, zeytinlikler,hurma ağaçları,üzüm bağları ve her türden daha nice ürünler yetiştirir.Şüphesiz ki bunda sistemlice DÜŞÜNEN bir toplum için elbette tevhidi gösteren bir delil vardır.”Sevgili Peygamber efendimiz bir hadisi şeriflerinde:”Bir saat tefekkür,kırk gece nafile ibadetten üstündür.” (Deylemi,2,70- 71) ve yine” Allah’ ın c.c. yarattıkları üzerinde tefekkür edin” (Heylemi,1.81) diyerek tefekkürün insan hayatında ki önemine dikkat çekmiştir.Ne diyelim? Bizi yoktan var eden, varlığından haberdar eden Yüce Rabbimiz, insan olmanın şerefiyle tefekkür ve tezekkürden ayırmasın inşaallah.
Vesselam.