Merhaba ! Onuncu Köyden Yazıyorum
Evet bu köy, diğer köylerden uzak.
Burası onuncu köy, burası benim dünyam.
Burada siyasi hareket yok !
Burada ticari menfaat yok !
Burada taraftarlık yok !
Burada yancılık yok !
Burada yandaşlık yok !
Burada Din, Dil, Irk, Renk ayrımı yok !
Burada İNSANİ DEĞERLER VAR ...
Evet bu böyledir; "DOĞRU SÖYLEYENİ DOKUZ KÖYDEN KOVARLAR.”
Ama benim de şöyle bir bakış açım var hayata dair; "HER NE OLURSA OLSUN BEN DOĞRUYU SÖYLERİM GERİSİ DOKUZ KÖYÜN SORUNU"
SİYASİ PARTİLER, BELEDİYELER, ODALAR, DEVLET KURUMLARI HALKINA HİZMET ETMEK İÇİN VARLAR...
Eleştiri var, ön yargı var, basın sordukça yerel yönetimler hırs ve sinir küpü oluyor; peki sebep? Ya kamuoyu oluşturmak adına aslı astarı olmayan kirli bilgiyi sosyal medya hesaplarından platform haline getirenler?
Yerel basın doğal olarak yakın çevre ve bölge haberlerini işler ve yayınlar. Toplumsal hayatı etkileyen olaylar, yerel yönetim hizmetleri, yeni açılan iş yerleri, yerel adli olaylar, yerel spor kulüpleri, eğlence merkezleri, sivil toplum etkinlikleri, başarılı öğrenciler, girişimciler, yerel siyasi adaylar ve aktörler, vb. konular yerel basında manşet veya gündem olur. Kısacası gündelik hayatımızı etkileyen, etkileyecek olan gelişmelerden okurlarını haberdar eder. Aynı zamanda işlenen konulardan bazıları ulusal basında da yer bularak, ülke kamuoyunun bilgisine sunulur. Hatta ulusal basın büyük oranda yerel basından beslenir.
Yerel basında yazı yazanlar da yine yukarıda açıklanan konularda görüşlerini, eleştirilerini dile getirirler. Gündelik hayatın koşuşturmasında dikkatlerden kaçan olaylara, kamuoyunu ilgilendirecek tespitlerde bulunarak, gündeme taşıyarak, kamuoyunun oluşmasına katkı sağlarlar. Ancak hemen belirtmeliyim ki; makam, mevki, statü ne olursa olsun, toplum olarak eleştiriden pek hoşlanmayız. Ön yargılarımız, peşin hükümlerimiz hemen devreye girer ve tepki geliştiririz.
Ulusal, yerel siyasal iktidarları kamu yararı gözeterek, kamu hizmetlerinin sağlıklı bir şekilde duyurulması, denetlenmesi hizmetini yürüten Anadolu, Taşra basını olarak da anılan yerel basına katkı sağlanması gerekmektedir. Yöneten-yönetilen çelişkisine işaret ederek, vatandaş haklarının korunması, hizmete erişebilmesi, hizmetlerin duyurulmasına aracılık etmesi beklenmektedir. Kamuoyu iradesinin doğru ve amaca uygun oluşmasına, demokrasi ve hoşgörü kültürünün yaygınlaşmasına katkı sağlaması yine yerel basına verilen misyonlardandır.
Yerel basın emekçilerinin toplumla doğrudan ilişki kurarak, içinde bulundukları kamuoyunu bilgilendirmesi, harekete geçirmesi beklenirken, duygusal, tepkisel, ideolojik, kişisel saiklerle haber üretmemeleri umulur. Bu zor şartlar altında sosyal medya, medya tröstleri gibi pek çok sorunla baş etmek zorunda kalarak, misyonunun gereğini yerine getirmeye çalışan ilimizin yerel medya sahiplerini ve çalışanlarını gururla selamlıyorum.
Örneğin “El öpmeyle ağız kirlenmez” diyen bir babanın evladıyla, çocuğuna sürekli olarak “Hayatta hep dik dur, kimsenin karşısında menfaat için eğilme” diye telkinde bulunan bir babanın yetiştirdiği çocuğun yaşamlarını birleştirdiğini düşünelim. Bunlar birbirlerini başta hoş görseler bile ileriki dönemlerde mutlaka karşılıklı olarak olumsuz eleştirilere başlayacaklardır. Sonuçta herkes bildiği yoldan yürüyecek ve o birliktelik sen sağ, ben selamet olacaktır.
Bu olay hayatın her aşamasında yaşanan birliktelikler, arkadaşlık, dostluk, komşuluk ve ortaklık için geçerlidir. Geçimsizlik iyi değildir ancak nedenini iyi irdelemek ve sorgulamak gerekir.
Bir başka yazımda, başka bir konuda görüşmek dileğiyle,
Hoşça kalın…