Tuna Şerbetçi
Köşe Yazarı
Tuna Şerbetçi
 

Oldu da Bitti Maşallah!

Oldu da Bitti Maşallah! Merhaba,   Hayatta bazı şeyler o kadar hızlı gelişiyor ki bu yazının başlığını üç saniyede attım. Çünkü mesele bu kadar net. “Oldu da bitti maşallah” kafası her yere hâkim. Hiçbir başarınız yok, CV’niz boş, tecrübeniz sıfır ama koltuktasınız. Peki nasıl? Kim, neye göre, hangi kritere göre getiriyor bu isimleri bir yerlere? İkinci sınıfa geçmek için bile birinci sınıfı bitirmek gerekir. Sınavlardan geçersin, karne alırsın, bir emek gösterirsin. Ama bazı koltuklara oturmak için sadece "doğru kişi" olmak yetiyor. Liyakat mi? O artık eski bir kelime gibi.  Ülkede her şey nasıl da hızlı ilerliyor değil mi? Geçmişin önemi yok, emeğin adı yok. Bugün "bizdendir" dedikleri biri yarın başkan, müdür, yetkili oluveriyor. Kimse demiyor ki “bu kişi ne yaptı, ne başardı, hangi sınavdan geçti?” Sonra da toplumsal çürümeden, güven erozyonundan şikâyet ediyoruz. Sebebi ortada: Başarı değil, sadakat ödüllendiriliyor. Emek değil, ilişki kazandırıyor. Yahu herkes her şeyi biliyor da susuyor. Çünkü konuşanın önünü kesiyorlar. Ama birileri artık sormalı: “Bu adam kim? Ne yaptı da bu makama geldi?” Cevap yine aynı: Oldu da bitti maşallah. İşte biz bu ‘maşallah’ sistemine itiraz ediyoruz. Bu ülke gerçek emekçilerin, gerçek başarıların ülkesi olmalı. Yoksa “mış gibi” yapanlarla geleceğe varamayız. Unutmayın; makam geçici, iz kalıcı.   Ve iz bırakmak için önce yol yürümek gerekir.   Kalemle, akılla, emekle…   Gerçek başarılar bir gün yine değerini bulacak.   Oldu da bitti maşallah değil,   Oldu çünkü hak etti" denilen günlerde buluşmak dileğiyle. Allaha emanet olun
Ekleme Tarihi: 05 Ekim 2025 -Pazar
Tuna Şerbetçi

Oldu da Bitti Maşallah!

Oldu da Bitti Maşallah!

Merhaba,  
Hayatta bazı şeyler o kadar hızlı gelişiyor ki bu yazının başlığını üç saniyede attım. Çünkü mesele bu kadar net. “Oldu da bitti maşallah” kafası her yere hâkim. Hiçbir başarınız yok, CV’niz boş, tecrübeniz sıfır ama koltuktasınız. Peki nasıl? Kim, neye göre, hangi kritere göre getiriyor bu isimleri bir yerlere?

İkinci sınıfa geçmek için bile birinci sınıfı bitirmek gerekir. Sınavlardan geçersin, karne alırsın, bir emek gösterirsin. Ama bazı koltuklara oturmak için sadece "doğru kişi" olmak yetiyor. Liyakat mi? O artık eski bir kelime gibi. 

Ülkede her şey nasıl da hızlı ilerliyor değil mi? Geçmişin önemi yok, emeğin adı yok. Bugün "bizdendir" dedikleri biri yarın başkan, müdür, yetkili oluveriyor. Kimse demiyor ki “bu kişi ne yaptı, ne başardı, hangi sınavdan geçti?”

Sonra da toplumsal çürümeden, güven erozyonundan şikâyet ediyoruz. Sebebi ortada: Başarı değil, sadakat ödüllendiriliyor. Emek değil, ilişki kazandırıyor.

Yahu herkes her şeyi biliyor da susuyor. Çünkü konuşanın önünü kesiyorlar. Ama birileri artık sormalı: “Bu adam kim? Ne yaptı da bu makama geldi?” Cevap yine aynı: Oldu da bitti maşallah.

İşte biz bu ‘maşallah’ sistemine itiraz ediyoruz. Bu ülke gerçek emekçilerin, gerçek başarıların ülkesi olmalı. Yoksa “mış gibi” yapanlarla geleceğe varamayız.

Unutmayın; makam geçici, iz kalıcı.  
Ve iz bırakmak için önce yol yürümek gerekir.  

Kalemle, akılla, emekle…  
Gerçek başarılar bir gün yine değerini bulacak.  
Oldu da bitti maşallah değil,  
Oldu çünkü hak etti" denilen günlerde buluşmak dileğiyle.

Allaha emanet olun

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.