*Siyaset ve Basın: Kibirle Değil, İletişimle Yürür*
Siyaset, halkla bağ kurma sanatıdır. Basın ise halkın gözü, kulağı ve vicdanıdır. Bu iki alan birbirine düşman değil, aksine doğru yönetildiğinde birbirini besleyen iki güçtür. Ancak bir gerçek var ki; *siyaset kibri sevmez*, basın da susturulmayı…
Bugün geldiğimiz noktada basını görmezden gelen, eleştiriye kapalı, yalnızca kendi sesiyle hareket eden bir siyasi anlayışın sürdürülebilirliği yoktur. Çünkü basın bu ülkede *dördüncü güçtür*. Yasama, yürütme ve yargı kadar değerlidir. Toplumun nabzını tutar, sesi duyulmayanların sesi olur.
Basın ve siyaset ilişkisi, sağlıklı bir iletişim zeminiyle yürütülmelidir. Kinle, öfkeyle, kibirle değil; diyalogla, şeffaflıkla ve saygıyla…
Bir siyasetçi için basın bir tehdit değil, denge unsurudur. Basın için de siyaset düşman değil, kamu yararını gözetmesi gereken sorumluluktur.
Unutulmamalıdır ki; *sağlıklı bir demokrasi ancak özgür basın ve halkına hesap veren bir siyasetle mümkündür*.
Gerisi sadece gürültü.
Başka bir konuda bir başka yazı dizimde görüşmek dileğiyle Allah’a emanet olun