EZAN BİLMEZ, VATAN BİLMEZ, ECDAT BİLMEZ…
Üzülüyorum…
Bugün sokakta mikrofon uzattığında ecdadını tanımayan, tarihini bilmeyen, ezanın neden susmadığını hiç merak etmeyen bir gençlik var karşımızda.
Sosyal medya akışlarında “trend” arayanların, algoritmalara mahkûm zihinleriyle Sultan Abdülhamid Han’ın nasıl bir mücadelenin içinde olduğunu kavrayamayanların sayısı ne yazık ki her geçen gün artıyor.
Evet, bu topraklarda ezan kolay okunmadı.
Sultan Abdülhamid Han, Osmanlı’nın en çalkantılı döneminde sadece tahta değil, ümmetin kalbine oturdu. O, Batı'nın planlarına karşı stratejiyle, ilimle, diplomasiyle durdu. Bugün “baskıcı” diyenlerin çoğu, onun o gün verdiği mücadeleyi anlamaktan çok uzak. Çünkü tarih okumuyorlar… Çünkü ecdat tanımıyorlar… Çünkü öğretilmedi onlara ezanın ne uğruna susmadığı!
Bugün birileri rahatça konuşabiliyorsa, sokakta özgürce yürüyebiliyorsa, o ezan sabah namazında semayı sarıyorsa…
Bu, Abdülhamid Han gibi “yalnız ama dirayetli” liderlerin sayesindedir.
Bu, Yemen çöllerinde, Sarıkamış soğuğunda, Çanakkale siperlerinde can veren ecdadın alın teridir.
Ancak bugün bazıları için sadece “geçmiş”tir bütün bunlar…
Oysa geçmişini bilmeyen geleceğini inşa edemez.
Ezanı duymayan kalp, bayrağın gölgesinde serinleyemez.
Ecdadını tanımayan bir millet, yok olmaya mahkûmdur.
*Ey yeni nesil…*
Abdülhamid Han’ı oku!
Ecdadını tanı!
Ezana kulak ver!
Ve unutma, bu topraklar sana diziyle, kliple, caps’le gelmedi. Bu topraklar *kanla, imanla, duayla* sana emanet edildi.
Susarsan, susar…
Unutursan, unutulur…
Sahip çıkmazsan, *kayıp oluruz.*
Bu ezan susmasın diye çarpan yüreklerin izindeyiz.
Gerçek tarih orada...
Yeter ki bakmasını bil!
Başka bir konuda bir başka yazı dizimde görüşmek dileğiyle Allah’a emanet olun