Türkiye’nin 100 yıllık yerel yönetim deneyiminde muhtarlar, devlet ile vatandaş arasındaki en kritik bağlardan biri oldu. Ancak son yıllarda muhtarların en çok ses getiren hak talebi, sadece özlük haklarıyla sınırlı değil: Yeşil Pasaport.
Muhtarların “uluslararası görünürlük, temsil kabiliyeti ve yerel diplomasi” gerekçeleriyle gündeme taşıdığı yeşil pasaport isteği, Ankara’nın koridorlarında yeniden konuşulmaya başladı. Konu, sadece bürokratik bir hak talebi değil; yerel yönetimlerin dünyaya açılma vizyonu açısından da değerlendiriliyor.
Yerelin Dışa Açılan Kapısı: Muhtarın Rolü Neden Değişiyor?
Geleneksel yapıda muhtarın görevi nüfus kayıtlarından ikamet belgelerine, sosyal destek koordinasyonundan güvenlik birimleriyle iletişime kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor. Ancak günümüzde yerel yönetim pratikleri değişiyor:
- Avrupa’daki kardeş şehir programları,
- Yerel yönetim eğitimleri,
- Kültürel diplomasi faaliyetleri,
- Uluslararası fon ve iş birlikleri…
Bu dönüşüm, muhtarları sadece bir belge veren makam olmaktan çıkararak, yerel temsilci statüsüne yükseltiyor. Bu nedenle muhtarlar, yeşil pasaport hakkını yalnızca ayrıcalık değil, sorumluluk olarak nitelendiriyor.
Neden Yeşil Pasaport? Muhtarların Gerekçeleri
Muhtar dernekleri ve federasyonlarının ortak söylemleri üç ana başlıkta toplanıyor:
1. Vizesiz Seyahat Kolaylığı
2. Devlet Temsil Yetkisinin Güçlendirilmesi
3. Hizmet Kalitesinin Artması
Ankara Ne Diyor?
TBMM kulislerinde yapılan değerlendirmelerde destekleyenler ve temkinli yaklaşanlar olmak üzere iki görüş hâkim.
Bu Tartışma Nereye Gidiyor?
Türkiye’nin yerel yönetim vizyonu hızla genişliyor. Muhtarların yeşil pasaport talebi, yalnızca bugünün değil, gelecek 20 yılın yönetim modelinin bir izdüşümü olarak görülmeli.
Sonuç
Muhtarların yeşil pasaport talebi, önümüzdeki dönemde Meclis gündemine yeniden taşınacak gibi görünüyor. 100 Yıl Gazetesi olarak, yerel yönetimlerin güçlendiği her adımın demokrasinin tabana yayılması açısından olumlu olduğunu düşünüyoruz.