Muahammed Cihad Çiğdem
Köşe Yazarı
Muahammed Cihad Çiğdem
 

İMTİHAN HAKİKATİNDE MERHAMET ÇINARLARI

İnsan her zaman bir şeylere muhtaçtır, özünden ya da sözünden beri olan şeylere. Çağın, insanlık vicdanında çalkalandığı bir dönemin eşiğinde dünya; bir yanı merhametle bezenmişken, diğer yanı vicdansızlıkta zirvede insanlığın. Her gün evlerimize giderken kimimiz hüzün deryasında, kimimiz sevinç deryasında yol alıyoruz; ancak menzilimiz, Allah izin verdiği müddetçe nihai noktaya ulaşıyor. Her gün anne-baba, evlat, eş sevgisi ve muhabbetlerinin deryasında buluyoruz kendimizi. Toplumsal aksiyonlardan ve kimlik, kişilik buhranlarından bihaberiz bazen; hatta çelik dişliler arasında, hayat dediğimiz zaman diliminin her saniye ve salisesinde, ölümün kendilerine nefes kadar yakın olduğunu bildiğimiz Gazze’den bile bihaber insanlar var. Oysaki bize en güzel öğütlerden idi: “Hiç ölmeyeceğini zanneden biri gibi çalış, yarın ölecek biri gibi de tedbirli ol.” (Câmiu’s-Sagîr, II/12, Hadis No:1201) Ellerim klavyenin tuşlarına her dokunduğunda, her harfin bir vicdana, bir kalbe dokunmasını diliyorum Rabbimden. Zira bu kelamların her bir zerresini insanlığın vicdanına yazıyorum gibi hissediyorum. Hayat her zaman bize güller saçmıyor, evet; ama inancın ve ideallerin peşinde ve emrinde olan insanların, imtihan hakikatini kalplerine kondurması ve isyan belasının, nefis belasının kalplerden defedilmesi, insanı yücelten en güzel hakikat olduğuna şahit oluyoruz. Merhamete muhtaç olan tüm insanlık; ama neslin inşası için önce vatan sath-ı mahallinden başlamak gerekir. Ülkendeki kuşları sormadan, mezarlardan yükselen baharları görmeden, aşk celladına selam durmadan, yoktan da vardan da ötede var olana inanmadan, bizi yakıp yıkan nazarlardan geçemiyoruz. Gönül dünyamın, zihin dünyamın ve rızık dünyamın yegâne temel taşı merhamettir. Rabbimiz, her inanan kuluna merhametinden ikram eylesin; merhametlerimizi vicdanlarımıza yoldaş eylesin. Rahmet olsun üstat Sezai Karakoç’un da dediği gibi: “Senden ümit kesmem, kalbinde Merhamet adlı bir çınar vardır.” Sözüne matuf nesiller olmak duası ile. Ey yürekleri dağlar kadar büyük, azimleri kayalar kadar sağlam müminler; Kalplerimize merhamet tohumları serpelim. Tohumlar merhamet çınarları olunca, sulamayı unutmayalım! İnsanın ve insanlığın kıvrım kıvrım akıp gittiği zamanların ve mekânların esiri olmayalım! Maliki olan bir mülke malik olmaya kalkmayalım! Gelin, kalplerimizde nefis ve kibire mekân bırakmayalım. İnsanlığın ümit kestiği değil, ümit var olduğu insanlardan olalım. Her insanın gönlünde bir fidan olan merhametin gölgesinde adil bir dünyaya selam duralım. Eylül 2025 / Ankara
Ekleme Tarihi: 12 Eylül 2025 -Cuma
Muahammed Cihad Çiğdem

İMTİHAN HAKİKATİNDE MERHAMET ÇINARLARI

İnsan her zaman bir şeylere muhtaçtır, özünden ya da sözünden beri olan şeylere. Çağın, insanlık vicdanında çalkalandığı bir dönemin eşiğinde dünya; bir yanı merhametle bezenmişken, diğer yanı vicdansızlıkta zirvede insanlığın. Her gün evlerimize giderken kimimiz hüzün deryasında, kimimiz sevinç deryasında yol alıyoruz; ancak menzilimiz, Allah izin verdiği müddetçe nihai noktaya ulaşıyor. Her gün anne-baba, evlat, eş sevgisi ve muhabbetlerinin deryasında buluyoruz kendimizi.

Toplumsal aksiyonlardan ve kimlik, kişilik buhranlarından bihaberiz bazen; hatta çelik dişliler arasında, hayat dediğimiz zaman diliminin her saniye ve salisesinde, ölümün kendilerine nefes kadar yakın olduğunu bildiğimiz Gazze’den bile bihaber insanlar var. Oysaki bize en güzel öğütlerden idi: “Hiç ölmeyeceğini zanneden biri gibi çalış, yarın ölecek biri gibi de tedbirli ol.” (Câmiu’s-Sagîr, II/12, Hadis No:1201)

Ellerim klavyenin tuşlarına her dokunduğunda, her harfin bir vicdana, bir kalbe dokunmasını diliyorum Rabbimden. Zira bu kelamların her bir zerresini insanlığın vicdanına yazıyorum gibi hissediyorum. Hayat her zaman bize güller saçmıyor, evet; ama inancın ve ideallerin peşinde ve emrinde olan insanların, imtihan hakikatini kalplerine kondurması ve isyan belasının, nefis belasının kalplerden defedilmesi, insanı yücelten en güzel hakikat olduğuna şahit oluyoruz.

Merhamete muhtaç olan tüm insanlık; ama neslin inşası için önce vatan sath-ı mahallinden başlamak gerekir. Ülkendeki kuşları sormadan, mezarlardan yükselen baharları görmeden, aşk celladına selam durmadan, yoktan da vardan da ötede var olana inanmadan, bizi yakıp yıkan nazarlardan geçemiyoruz.

Gönül dünyamın, zihin dünyamın ve rızık dünyamın yegâne temel taşı merhamettir. Rabbimiz, her inanan kuluna merhametinden ikram eylesin; merhametlerimizi vicdanlarımıza yoldaş eylesin.

Rahmet olsun üstat Sezai Karakoç’un da dediği gibi: “Senden ümit kesmem, kalbinde Merhamet adlı bir çınar vardır.” Sözüne matuf nesiller olmak duası ile.

Ey yürekleri dağlar kadar büyük, azimleri kayalar kadar sağlam müminler;
Kalplerimize merhamet tohumları serpelim.
Tohumlar merhamet çınarları olunca, sulamayı unutmayalım!
İnsanın ve insanlığın kıvrım kıvrım akıp gittiği zamanların ve mekânların esiri olmayalım!
Maliki olan bir mülke malik olmaya kalkmayalım!
Gelin, kalplerimizde nefis ve kibire mekân bırakmayalım.
İnsanlığın ümit kestiği değil, ümit var olduğu insanlardan olalım.
Her insanın gönlünde bir fidan olan merhametin gölgesinde adil bir dünyaya selam duralım.

Eylül 2025 / Ankara

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.