Kıymetli Dost,
Dünyanın sureti her gün biraz daha değişiyor; zaman, ellerimizden akıp giden bir nehir gibi, ardında yorgun izler bırakıyor. Ömrümüzün bu kıymetli diliminde, ebediyete açılan bir yol ayrımında duruyoruz. Her birimiz, farklı beklentilerle, hayatın iç sesini kalbimize işleyerek yürüdüğümüz bu zaman yolculuğunda, bazen sadece bir nefeslik durak arıyoruz…
İşte o durakta, insanın kalbiyle baş başa kalması, içindeki hakikatin sesini duyması gerek. Çünkü taşıdıklarımız bazen kelimelere ağır gelir, ancak kalbin diliyle hafifler. Bazen bir bakış, bazen bir dua, bazen de bir hatırayla açılır içimize ebedi hayatın kapıları.
Yollar, insanı sevdiklerine taşır… Ve biz, bu yolculukta yine birlikteyiz. Hz. Peygamberimizin nezih hatırasının, gönül aynasında ruhumuza yansıyan güzellikleriyle buluşmak, içsel yolculuğumuza ışık tutması umuduyla,
Muhabbetli okumalar diliyorum.
Çocuk, Ailenin Emaneti
Her insan ayrı bir dünya ayrı bir alem ayrı bir kainattır. Allah, yarattığı her kulunu farklı renklerde, dillerde, meziyetlerde ve güzelliklerde yaratmıştır. Yeryüzünde yaşayan milyonlarca insanın parmak izlerinin birbirine benzememesi, yaratılış mucizesinin en bariz delillerindendir.
Anne ve babanın vesilesiyle dünyaya gelen çocuklar, Allah’ın aileye emanet ettiği kutsal varlıklardır. Bu emanetin sadece fiziksel olarak korunması değil, ruhen de beslenmesi gerekmektedir. Bu sorumluluk, yalnızca bir ebeveynlik görevi değil; aynı zamanda bir kulluk bilincidir. Anne ve baba, çocuklarının dünyasına girmeli; onların kalplerinin sıcaklığını hissetmeli, onları dinlemeli, anlamaya çalışmalı ve mihmandar olmalıdır. Çocuklar, Allah için sevilmeli ve yetiştirilmelidir. Çünkü onlar, cennet kokusunu dünyaya taşıyan tertemiz ruhlardır; gönüllere huzur, kalplere sevinç getirirler.
Emanet olarak verilen bu varlıkları sevgiyle koruyup gözetmek, gelişimlerine rehberlik etmek ve onları sağlam karakterli bireyler olarak topluma kazandırmak ebeveynin asli görevidir. Bu bağlamda, Hz. Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: "Bir baba, çocuğuna iyi terbiyeden daha değerli bir hediye veremez."
(Tirmizî, Birr, 33)
Bugünün dünyasında, çocuklar çoğu zaman dijital dünyanın yalnız dehlizlerinde, duygusal ihmallerin sessiz tanıkları hâline gelmiş durumdadır. Halbuki aile, bir çocuğun ilk sevgiyi tattığı, ilk değerleri öğrendiği yerdir. Ve bu ilahi görevin sorumluluğu, en başta anne babaya aittir. Anne baba özüne dönerek kaybettiği değerlere yeniden kavuşabilme imkanını bulmalıdır. Aile sıcaklığını, güvenini, yeniden kazanmalıdır. Bu değerler, insanı insan yapan; ona anlam ve mana katan; yaratılışın sebep ve hikmetini görme ve yaşama fırsatı veren unsurlardır. İnsanın özüne dönüşü, fiziki dünyayı aşarak ruhun insana kattığı derin manaya erişmesini sağlar. Bu süreç, bireyin yaşadığı tecrübelerden dersler çıkararak hayatını yeniden şekillendirdiği bir uyanışın kapısını aralar. Bu süreç yeniden aile sıcaklığını güvenini kazandırır. Evleri yeniden cennet bahçesine dönüştürür. İnsanın özüne dönüşü, çocuklarına hak ettikleri sevgiyi, ilgiyi ve eğitimi vermesiyle başlar.
Toplumun huzuru, çocukların ihmal edilmeyen kalplerinde gizlidir. Onlara değer vermek, insanın fıtratına sadık kalması demektir. Çocuklara yaklaşımda ve onları anlamada en güzel örnek, model ve rehber Hz. Muhammed’dir (s.a.v). O’nun çocuklara karşı gösterdiği sevgi, merhamet ve ilgi; her anne baba için yol gösterici bir ışıktır.
Bir Medine Sabahı: Çocukların Dünyasına Yolculuk
Sıcak bir Medine sabahı… Sokaklarda neşe içinde oynayan çocukların arasına bir misafir karışıyor: Hz. Muhammed (s.a.v). Dizlerinin üzerine çöküyor, göz hizasında bir çocukla konuşuyor. Bu sadece bir tebessüm değil; kalplere dokunan, fıtratı inşa eden, derin bir sevgi ifadesi…
Hz. Peygamber (s.a.v.), çocuklara yalnızca yakınlık göstermekle kalmadı; onların iç dünyasını anlayarak, gönüllerine dokundu. Sevgiyi yalnızca sözle değil, davranışla da yaşattı. Onların kalbine ulaşmak için seviyelerine indi; göz göze geldi, gönül gönüle verdi. Çocukların dünyasına misafir oldu. Onların oyunlarına ortak, üzüntülerine sırdaş, sevinçlerine ise yoldaş oldu. Elinden bir ikram aldıysa karşılığında gönlünden ikram sundu. Hz. Peygamber’in bu örnek yaklaşımı, çocuğa insan onuruyla yaklaşmanın en güzel timsaliydi.
Dua ve Temennî
Allah’ım…
Bizlere çocuklarımızın kalbine dokunabilen, onların dünyasını anlayabilen, onları sevgiyle besleyen merhametli anne babalar olmayı nasip eyle.
Çocuklarımızı Hz. Peygamber’in izinde, güzel ahlak üzere büyütmeyi, onları sana kul, topluma faydalı birer insan olarak yetiştirmeyi bizlere kolaylaştır.
Ailelerimizi sevgiyle birleştir, kalplerimizi fıtratın huzuruna kavuştur.
Amin.
Kıymetli Dost, bir yolculuğumuzun daha sonuna geldik. Yolculuğumuz boyunca bizi gönlünüzün en müstesna köşesinde misafir ettiniz. En kalbi şükranlarımı sunuyor yeni bir yolculukta muhabbet duraklarında buluşmak üzere Allah’a emanet olun