Salih Nurettin Çevik
Köşe Yazarı
Salih Nurettin Çevik
 

İNSANIN ÖZÜNE DÖNÜŞÜ – 16 Yabancılaşan Yalnızlık

Kıymetli Dost, İnsan zaman zaman sancılı süreçlerden geçmektedir. Yaşanan bu süreç, beni de içine alarak sessiz bir kuyuya bıraktı. Sesimi duyuramaz, kendimi anlatamaz oldum. Bir tükenmişlik girdabında sürüklenir hale geldim. Kalem derdime derman olurken, artık kalemi elime alamaz oldum. Ruhumu yazının okyanusuna bırakır, orada nefes alır, şifa bulurdum. Ancak artık kalemim beni okyanusla buluşturmaz oldu. Yeniden besmele çekerek silkinmeye çalıştığım bu süreçte, görelim Mevlam neyledi; neylediyse güzel eyledi. Yine birlikte yola çıkıyoruz… Ama bu defa elimde kalem ağır, gönlüm kelimelere uzak… Ne var ki, insan susunca içindeki yankılar konuşmaya başlıyor. Ve o ses der ki: “Yeniden yaz…” Belki yazdığın bir kelime bir yüreğe ferahlık olur, bir karanlığa ışık, bir umuda nefes olur. Bu düşünceyle yeniden toparladım kendimi. Gönlümü Yaratan’a yaslayarak, gönlümden düşen damlaları kelimelere damıtmaya niyet eyledim. Her yolculuk, bir öncekinin izlerini taşır. Gönül coğrafyamızda kalan hatıralar, bizi yeni yollara hazırlar. Bu defa çıkacağımız yolculuk nereye varır, hangi ruhlara dokunur, hangi dertlerimize merhem olur, hangi karanlık yollarımızı aydınlatır, bunu bilemeyiz. Ama bildiğimiz bir şey var: Besmeleyle başlanan her iş, selametle tamamlanır. Hayatın meşakkatleri, insanın özüne ulaşma yolculuğuna hep engeller çıkarır. Bu engellerin üzerine sabırla, inançla yürüyenler ise ışığa kavuşur, hakikate erişir. İşte biz de birlikte çıktığımız bu gönül yolculuğunda bazen aradık, bazen bulduk. Ama her zaman yeniden arayan ve yeniden bulan olduk. Zaman öyle bir zaman ki; Her şeyin birbirine karıştığı, insanın insanlıktan uzaklaştığı, ruhların zincire vurulduğu, nefislerin azgınlaştığı bir çağda yaşıyoruz. Böyle bir çağda, önce kendimizi, sonra ailemizi ve sevdiklerimizi koruyabilmek, dünyanın bu ateşine düşmeden selamete erebilmek için bir rehbere ihtiyacımız var. O rehber; Hz. Muhammed Mustafa’dır (s.a.v) O, âlemlere rahmettir. Bir peygamber, bir yol gösterici, bir baba, bir aile reisi, bir dededir. Yaratılmışların en hayırlısı, en üstünü, Allah’ın sevgili kuludur. O' her Müslümanın doğumundan vefatına kadar yaşamış olduğu örnek hayatı bilmesi gerekir. Çünkü biliriz ki, o' nu anlamak, hayatı anlamaktır. Bugün yeryüzü onun getirdiği değerlerle buluşursa insanlık huzuru yaşayacaktır.  Kurtuluş onun izinde yürümektedir. Onun tavsiyelerine uymakta, onun rehberliğinde Allah’ın huzur ve rahmetine erişmektedir. Kıymetli yol arkadaşım. Birlikte çıktığımız yolculuğumuza hoş geldin. Keyif ve sabırla okumalar dilerim Yabancılaşan Yalnızlık Modern çağın bizlere “yaşam” diye sunduğu şey, önce vicdanımızı aldı elimizden. Sonra merhametimizi, sonra da ahlakımızı çaldı. Geriye, ruhsuzlaşan bir beden kaldı. Ve o bedenden aile de nasibini aldı… Önce aile, küçük parçalara ayrıldı. Sonra o küçük parçalar kendi içinde daha da bölündü. Kardeş kardeşe, baba oğula, anne kızına yabancılaştı. Aynı evde, aynı çatının altında herkes kendi dünyasına çekildi. Duvarlar artık yalnızlıkların ve suskunlukların şahidi oldu. Sofralarda sohbetin yerini, çatal kaşık sesleri aldı. Bir zamanlar göz göze bakışlarda sevgi vardı, şimdi bakışlar boşlukta gezinir oldu. Bir zamanlar gönüller arasında empatiyle kurulan bağlar vardı; şimdi ise zihinsel yorgunluklar ve duygusal uzaklıklar var. İşte bu, modern çağın bize reva gördüğü yabancılaşmış yalnızlıktır. Ama her kopuş, yeniden bağ kurmak için bir çağrıdır. Aile olarak birlikte özümüze dönme zamanı geldi. Ellerimizi kenetleyerek, birbirimize sımsıkı sarılarak, kalplerimizi dirilterek, yeniden birlikte hayatı inşa etmenin vaktir şimdi. Kıymetli dost, Zamanın en güzel vaktini bana ayırarak, gönlünde, gözlerinde misafir ettiğin için, en kalbi muhabbetle şükranlarımı sunar, bir sonraki yolculuğumuzda yeniden birlikte olma ümidiyle, sizi ve ailenizi Allah’a emanet ederim. 
Ekleme Tarihi: 15 Temmuz 2025 -Salı
Salih Nurettin Çevik

İNSANIN ÖZÜNE DÖNÜŞÜ – 16 Yabancılaşan Yalnızlık

Kıymetli Dost,

İnsan zaman zaman sancılı süreçlerden geçmektedir. Yaşanan bu süreç, beni de içine alarak sessiz bir kuyuya bıraktı. Sesimi duyuramaz, kendimi anlatamaz oldum. Bir tükenmişlik girdabında sürüklenir hale geldim. Kalem derdime derman olurken, artık kalemi elime alamaz oldum. Ruhumu yazının okyanusuna bırakır, orada nefes alır, şifa bulurdum. Ancak artık kalemim beni okyanusla buluşturmaz oldu. Yeniden besmele çekerek silkinmeye çalıştığım bu süreçte, görelim Mevlam neyledi; neylediyse güzel eyledi.

Yine birlikte yola çıkıyoruz…
Ama bu defa elimde kalem ağır, gönlüm kelimelere uzak…
Ne var ki, insan susunca içindeki yankılar konuşmaya başlıyor. Ve o ses der ki: “Yeniden yaz…”
Belki yazdığın bir kelime bir yüreğe ferahlık olur, bir karanlığa ışık, bir umuda nefes olur.

Bu düşünceyle yeniden toparladım kendimi. Gönlümü Yaratan’a yaslayarak, gönlümden düşen damlaları kelimelere damıtmaya niyet eyledim.

Her yolculuk, bir öncekinin izlerini taşır. Gönül coğrafyamızda kalan hatıralar, bizi yeni yollara hazırlar.
Bu defa çıkacağımız yolculuk nereye varır, hangi ruhlara dokunur, hangi dertlerimize merhem olur, hangi karanlık yollarımızı aydınlatır, bunu bilemeyiz.
Ama bildiğimiz bir şey var:
Besmeleyle başlanan her iş, selametle tamamlanır.

Hayatın meşakkatleri, insanın özüne ulaşma yolculuğuna hep engeller çıkarır.
Bu engellerin üzerine sabırla, inançla yürüyenler ise ışığa kavuşur, hakikate erişir.
İşte biz de birlikte çıktığımız bu gönül yolculuğunda bazen aradık, bazen bulduk.
Ama her zaman yeniden arayan ve yeniden bulan olduk.

Zaman öyle bir zaman ki;
Her şeyin birbirine karıştığı, insanın insanlıktan uzaklaştığı, ruhların zincire vurulduğu, nefislerin azgınlaştığı bir çağda yaşıyoruz.
Böyle bir çağda, önce kendimizi, sonra ailemizi ve sevdiklerimizi koruyabilmek, dünyanın bu ateşine düşmeden selamete erebilmek için bir rehbere ihtiyacımız var.

O rehber;
Hz. Muhammed Mustafa’dır (s.a.v)
O, âlemlere rahmettir.
Bir peygamber, bir yol gösterici, bir baba, bir aile reisi, bir dededir.
Yaratılmışların en hayırlısı, en üstünü, Allah’ın sevgili kuludur. O' her Müslümanın doğumundan vefatına kadar yaşamış olduğu örnek hayatı bilmesi gerekir. Çünkü biliriz ki, o' nu anlamak, hayatı anlamaktır. Bugün yeryüzü onun getirdiği değerlerle buluşursa insanlık huzuru yaşayacaktır. 

Kurtuluş onun izinde yürümektedir.

Onun tavsiyelerine uymakta, onun rehberliğinde Allah’ın huzur ve rahmetine erişmektedir.

Kıymetli yol arkadaşım. Birlikte çıktığımız yolculuğumuza hoş geldin. Keyif ve sabırla okumalar dilerim

Yabancılaşan Yalnızlık

Modern çağın bizlere “yaşam” diye sunduğu şey, önce vicdanımızı aldı elimizden.
Sonra merhametimizi, sonra da ahlakımızı çaldı.

Geriye, ruhsuzlaşan bir beden kaldı.
Ve o bedenden aile de nasibini aldı…

Önce aile, küçük parçalara ayrıldı.
Sonra o küçük parçalar kendi içinde daha da bölündü.
Kardeş kardeşe, baba oğula, anne kızına yabancılaştı.
Aynı evde, aynı çatının altında herkes kendi dünyasına çekildi.

Duvarlar artık yalnızlıkların ve suskunlukların şahidi oldu.
Sofralarda sohbetin yerini, çatal kaşık sesleri aldı.
Bir zamanlar göz göze bakışlarda sevgi vardı, şimdi bakışlar boşlukta gezinir oldu.
Bir zamanlar gönüller arasında empatiyle kurulan bağlar vardı; şimdi ise zihinsel yorgunluklar ve duygusal uzaklıklar var.

İşte bu, modern çağın bize reva gördüğü yabancılaşmış yalnızlıktır.
Ama her kopuş, yeniden bağ kurmak için bir çağrıdır.
Aile olarak birlikte özümüze dönme zamanı geldi.
Ellerimizi kenetleyerek, birbirimize sımsıkı sarılarak, kalplerimizi dirilterek, yeniden birlikte hayatı inşa etmenin vaktir şimdi.

Kıymetli dost,

Zamanın en güzel vaktini bana ayırarak, gönlünde, gözlerinde misafir ettiğin için, en kalbi muhabbetle şükranlarımı sunar, bir sonraki yolculuğumuzda yeniden birlikte olma ümidiyle, sizi ve ailenizi Allah’a emanet ederim. 

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.