Modern Hayatın Ekonomik ve Sosyal Baskıları: Aile Üzerindeki Etkileri
Kıymetli Dost yine bir yolcuğun durağında gönlünüze ve gözlerinize misafir olmak üzere geldim huzurunuza... Gönül çoğrafyamızda muhabbetle kaleme düşen satırlarla misafirliğime sabır gösterminizi umuyorum. Yaşadığımız çağın bizleri savurduğu ilim, bilim ve tefekkürden uzak, hissiz sevgisiz bir canlıya dönüştürdüğü bu zamanda, can suyu olması, tozlanmış gönül aynalarımızın tozlarını alması ve hayatın anlamını görmemizi sağlaması dua ve temennisiyle...
Günümüzde insanın karşı karşıya kaldığı sıkıntıların ana kaynağı ekonomi gibi görünmektedir. Ancak tarih boyunca insanlık, ailesinin geçimini sağlamak ve onları korumak adına türlü zorluklarla mücadele etmiş, hayatın iniş ve çıkışlarını yaşamıştır. Bu zorluklar, aslında yaşamın bir parçasıdır. Çünkü hayat mücadeleyle, zorlukları aşma gayretiyle anlam kazanır. Her şeyin kusursuz olduğu bir dünya, bize hayatı öğretmez; aksine insanı boşluğa sürükler.
Bugün görüyoruz ki insanlık, tarihten ders almamış gibi davranmaktadır. Atalarımızın yaşadığı zorluklar ve bu zorlukların üstesinden gelirken ortaya koydukları hikmetli çabalar sanki unutulmuş durumdadır. Öyle ki, insanlar sanki bir sarayda doğmuş ve tüm hayatlarının bu saray konforunda devam etmesini bekler olmuşlardır. Oysa insan, elindeki imkanlara hamd ve şükretmek yerine, daha fazlasını arzulayarak ahlaki değerleri hiçe saymakta ve başkalarının haklarına el uzatma cesaretini göstermektedir.
Bu tutum, insanı hem bireysel hem de toplumsal bir çöküşe sürüklemektedir. İnsan, içinde bulunduğu ekonomik ve sosyal durumdan memnuniyetsizlik duyarken, bu durumu iyileştirmek için meşru çabalar yerine haram ve yasa dışı yolları tercih eder hale gelmektedir. Bu tercih, sadece bireyin kendi hayatını değil; ailesini ve çevresini de olumsuz yönde etkilemektedir. Aile birliği, bu tutumlar yüzünden çatırdamakta ve hatta tamamen çökmektedir.
Helal Lokma: Helal Kazanç
“Rezzâk” olan Rabbimiz, kullarına sayısız ve sonsuz nimetler vermiştir. ‘’Helal ve temiz rızık peşinde koşmayı, haramlardan ise sakınmayı emretmiştir’’. Helalinden kazanmak için emek sarf etmeyi, alın teri dökmeyi öğütlemiştir. Helal kazanç; el emeği ve göz nuruyla elde edilen nimetin “en hayırlı lokma” olduğunu idrak etmektir. Helal kazanç, insanın hem dünya hem ahiret huzuru için büyük bir önem taşıyor. Alın teriyle elde edilen rızık, sadece maddi değil, manevi olarak da insanı güçlendiriyor.
‘’Dinimiz İslam, boğazımızdan geçen her bir lokmanın helal ve meşru olmasını imanımızın bir gereği olarak görür. Unutmayalım ki kim helalinden kazanıp helal yollarda harcarsa ibadeti kabul, duası makbul olur. Kazancı bereketle, hanesi huzurla dolar.’’ Aile kavramının ayakta kalması, bireylerin kendi hatalarını fark ederek özüyle yüzleşmesine bağlıdır. İnsanın kendini düzeltme çabası, ailesini ve çevresini de olumlu etkiler. Doğru yola dönüş, sadece bireye değil, bir topluma da hayat verir; geçmişin hikmetli öğretilerini hatırlayarak, geleceğe sağlam adımlarla ilerlemek mümkün hale gelir.
Ailede Öze Dönüş: Değerlerin Yeniden Keşfi
İnsanın özüne dönüşü, bireyin kendi gerçek doğasını, değerlerini ve içsel bütünlüğünü yeniden keşfetmesiyle mümkündür. Bu süreç, modern hayatın karmaşası ve dışsal baskıları arasında kaybolmuş olan insanın, özüne yeniden kavuşmasını ve ruhsal dengesini bulmasını sağlar.
İnsanın özüne dönüşü, geçmişten gelen hikmetli değerlerin ve öğretilerin hatırlanmasıyla gerçekleşir. Tarih boyunca karşılaşılan zorluklar ve bunlarla başa çıkma yolları, özüne dönüş sürecinde bir rehber niteliği taşır. Örneğin, atalarımızın sabır, tevekkül ve kanaat gibi değerleri, insanın kendi özünü nasıl bulabileceğini gösterir. Kişinin yaratılış amacını sorgulaması, kendini tanıması ve ahlaki değerlere sıkı sıkıya bağlı kalma çabası, özüne dönüşün en önemli anahtarlarından biridir.
Ailenin ayakta kalması, bireylerin kendi hatalarını fark ederek özüyle yüzleşmesine bağlıdır. Kadın da erkek de bu süreçte bilinçli bir şekilde çaba göstermeli, dünyevi hazlardan sıyrılmayı hedeflemelidir. İnsanın özünde derin hikmetler saklıdır ve bunlar, hem bireysel hem de toplumsal anlamda büyük kazanımlar sağlar. İnsan, özündeki bu hikmetlere yöneldiğinde; ahlak, merhamet, sevgi ve kulluk bilincine ulaşarak manevi anlamda zenginleşecektir. Özüne dönüş, kişiye doğruyu yanlıştan ayırt etme, kendini geliştirme ve çevresine fayda sağlama imkânı sunar.
Bireyin kendini düzeltme çabası, ailesini ve çevresini de olumlu yönde etkiler. Doğru yola dönüş yalnızca bireye değil, topluma da yeni bir soluk getirir. Geçmişin hikmetli öğretilerini hatırlayarak, geleceğe sağlam adımlarla ilerlemek mümkün hale getirecektir.
Ekonomik Zorlukların Aile İçi İlişkilere Etkisi
Ekonomik zorluklar, ailelerin karşılaştığı en büyük sınavlardan biridir. Gelir yetersizliği, işsizlik ve maddi sıkıntılar, aile bireylerinin üzerindeki stresi artırır; bu durum, aile içindeki bağları zayıflatabilir. Eşler arasında yaşanan maddi endişeler, iletişim sorunlarına yol açabilir ve zamanla çatışmaları körükleyebilir. Bu zorluklar, çocuklar üzerinde de derin etkiler bırakmakta; huzurlu bir aile ortamı yerine, gerginlik ve belirsizlik hakim olmaktadır.
Ancak ekonomik baskılar karşısında dayanışma, sevgi ve anlayış, aileyi ayakta tutmanın en güçlü yollarıdır. Bireyler, birbirine destek olduklarında ve ortak çözümler üretmek için iş birliği yaptıklarında, bu zorlukların üstesinden daha kolay gelebilirler. Sabır, tevekkül ve fedakarlık, aile içindeki ilişkilerin yeniden inşa edilmesinde kritik bir rol oynar.
Yaşanan hayatın içinde ekonomik zorluklar ne kadar büyük olursa olsun, aile içinde sevgi ve dayanışma bu zorlukları aşmak için en sağlam temeldir. Güçlü bir aile bağı, sadece bireylerin değil, toplumun da huzurunu ve geleceğini garanti altına alır.
Aile'de Umudun Gücü: Sabır ve Tevekkül
Modern dünyanın kurucuları insana, İnsanın kutsalına, değerlerine savaş açtı. Bu savaşla insanın eline sınırsız bir haz vererek, onun doyumsuzlaşmasını sağladı. insanın eline helal olmayan yollardan elde edilen ekonomik bir güç vererek veya elindeki gücü insandan alarak, Borçların ve harcamaların kontrol edilemez bir hale geldiği, çözüm bulmanın zorlaştığı anlar, bu dar boğazın birey üzerindeki psikolojik yansımaları ile insanı ruhundan ve yaratanından uzaklaştırdı. Böylece insana tek gücün ve hakimiyetin kendi olduğunu hissettirdi. Bu sebepler doğrultusunda insan yeise düştü, umudunu yitirdi
Oysa insanoğlu, olumsuzluklar karşısında sabır ve tevekkül içinde olmayı başarabilmelidir. Hayatın zorlukları, tarihin her döneminde var olmuştur; bu zorluklarla mücadele etmek, insana hem güç hem de tecrübe kazandırır. Kaderin çizdiği yolda umudu kaybetmeden tefekkür etmek, yeni rızık kapılarını zorlamak önemlidir. Bu çaba, sadece bireyin ruhsal dünyasını değil, aile yapısını da koruyarak topluma ışık olacaktır.
Aile bireyleri, ekonomik baskılara karşı dayanışma içinde hareket etmelidir. Çünkü güçlü bir aile bağı, zorluklara karşı en sağlam kaledir. Umudu kaybetmeden mücadele eden, sabır ve sevgiyle hareket eden bireyler, aile içindeki ilişkileri yeniden inşa ederek hayatlarına anlam katabilirler. Yaratılışın bir gaye ve anlamı içinde aile olmak çok önemlidir. Aile olmak üzerine önümüzdeki en güzel ve önemli örnek Hz. Peygamber’imizdir.
Hz. Peygamber’imiz, evinin ve eşlerinin nafakası konusuna özel bir önem gösterdiği, kendisi çeşitli sıkıntılar çekse dahi onların ihtiyaçlarını karşılamada elden geldiğince cömert davrandığı ve böyle davranılmasını tavsiye ettiği görülmektedir.
Kıymetli dost hayatımızda önemli bir yer tutan aile kavramı üzerine yolculuğumuz devam etmektedir. Sabırla ve duayla bir sonraki yazımızda buluşmayı diliyorum.