Kıymetli Dost, Gönülden kaleme düşen yeni bir yazımızla daha birlikteyiz. İnsan, zaman zaman iç âlemine doğru bir soluklanmak, dünyevî meşakkatlerden bir an olsun sıyrılmak, yorulmuş kalbini dinlendirmek ister. Sizlerle birlikte yürüttüğümüz "İnsanın Özüne Dönüş" yolculuğumuzda bazen aynada kendimizi gördük, bazen anne babamızı, bazen kardeşimizi, bazen de bir dostumuzu... Biliyoruz ve yaşıyoruz ki hayat, bir tecrübeden ibarettir. Eğer elde ettiğimiz bu tecrübeyi kendimize, ailemize ve sevdiklerimize yansıtabilmişsek ne mutlu bize. Yok, eğer yansıtamamışsak, demek ki baktığımız aynanın üzerindeki tozlar henüz kalkmamış demektir. Gelin, birlikte gönül aynalarımızın tozlarını hayatın bize öğrettikleriyle silelim; hayata birlikte gülümseyelim. Keyifli ve muhabbetli okumalar dilerim. İNSANIN ÖZÜNE DÖNÜŞÜ – 9 Şer Odaklarına, Kötülüklere ve Ateşe Karşı Kalkan: Babalık Aile, tarih boyunca toplumun temel taşı olmuştur. Ancak bugün, hiç olmadığı kadar büyük bir sınavdan geçmektedir. Manevi direkleri birer birer yıkılırken, en büyük kayıplardan biri baba figürünün silikleşmesi ve aile içindeki rolünün zayıflamasıdır. Oysa insanlık tarihinin başlangıcına baktığımızda, ilk insan olan Hz. Adem, aynı zamanda ilk baba olarak insanlığa rehberlik etmiştir. Onun taşıdığı sorumluluk, bugün de her babanın omzundadır. Aileyi ayakta tutan en önemli direklerden biri, hiç kuşkusuz babadır. Baba yalnızca bir birey değil; ailenin temel direğidir. Onun duruşu, inancı ve sevgisi bir neslin kaderini şekillendirir. Baba, sadece geçimi sağlayan değil; aileye yön veren, kimlik inşa eden, değer aşılayan bir rehberdir. Onun varlığı sadece maddi değil, aynı zamanda manevi bir güvence sunar. Baba, otorite sahibi olmakla birlikte; merhameti kuşanan, adaleti gözeten bir denge insanıdır. Aile içinde bu denge bozulduğunda, baskı ya da başıboşluk hâkim olur. Baba, her iki uçtan da uzak durarak evde adaletin temsilcisi, güvenin teminatı olmalıdır. Bugünün dağılan, parçalanan ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan aile yapılarında, babanın sorumluluğu daha da artmaktadır. Geçim derdi, sosyal baskılar, dijital dünyadaki baştan çıkarıcı unsurlar; çocukların ve eşin manevi korunaksızlıklarını artırmaktadır. Baba, bu noktada sadece ekmek getiren değil; aynı zamanda sığınak olan, yön veren ve koruyan bir duvar gibi olmalıdır. Onun gölgesi; çocuk için güven, eş için destek, aile için sükûnettir. Aile içinde kimlik inşası da babayla şekillenir. Çocuklar; doğruluk, sabır, iman, vefa gibi değerleri ilk olarak babanın hâl ve davranışlarında görerek içselleştirir. Baba bu rolünü ihmal ettiğinde, çocuklar değer boşluğuyla baş başa kalır; savrulmaları kolaylaşır. Aynı şekilde, eşine destek olan, onun yükünü paylaşan bir baba figürü; aile içindeki dayanışmanın temelidir. Ve nihayetinde, baba da insandır. Hatalar yapabilir, yorulabilir. Fakat onu ayakta tutan asıl şey, kulluk bilincidir. Dua eden, tövbe eden, sabreden ve Allah’a sığınan bir baba; hem kendi iç dünyasını hem de ailesini ayakta tutacak manevi direnci kazanır. Tıpkı Hz. Âdem gibi, Hz. Yunus gibi; hata yaptığında Rabbine yönelen bir kalp taşımalıdır. Çünkü gerçek koruyuculuk yalnızca maddi değil, aynı zamanda manevi bir sığınak olmaktan geçer. İlk insan ve ilk baba olan Hz. Âdem’in taşıdığı sorumluluk, bugün de her babanın omzundadır. Bu sorumluluğu fark eden, koruyan ve yaşayan her baba; ailesiyle birlikte özüne, fıtratına ve yaratılışın hikmetine yeniden kavuşacaktır. Baba bir rol modeldir. Gelecek nesil ve soyağacı taşıyıcılığında önemli bir isimdir. Ayrıca baba, ailedeki huzurun ve mutluluğun inşasında da önemli rol oynar. Aynı zamanda, ailesindeki hanımının ve çocuklarının dini eğitimlerinden de sorumludur. Baba, ailesini yalnızca dış etkenlerin zararlarından korumakla kalmaz; onları manevi olarak da beslemekle yükümlüdür. Çocuklarının ve eşinin dini eğitimine rehberlik ederek, onları Allah’ın rızasına uygun bir hayat sürmeye teşvik etmelidir. Allahü Teâlâ, Tahrim Sûresi 6. âyetinde şöyle buyuruyor: "Ey müminler! Kendinizi ve çoluk çocuğunuzu cehennem ateşinden koruyunuz." Bu koruma, yalnızca maddi değil, aynı zamanda manevi bir sorumluluktur. Baba, ailesini dış etkenlerden koruduğu gibi; onları Allah’ın gazabından ve cehennem azabından koruyacak bir rehber olmalıdır. Baba, ailesinin geçimini sağlarken yalnızca maddi ihtiyaçları değil; manevi hakları da gözetmelidir. Çocuklarının eğitimine rehberlik etmeli, eşinin huzurunu desteklemeli ve evin manevi atmosferini koruyarak aileyi bir arada tutan temel direk olmalıdır. Çünkü bir aileyi korumak, yalnızca dış etkenlerden değil; ruhsal ve ahlaki çöküşten de korumak anlamına gelir. Kıymetli Dost, yolculuğumuzun sonlarına yaklaştığımız bu son haftalardayız. Birlikte yürüttüğümüz sinerji ve sizlerin gönülden duasıyla, gönülden kaleme düşen bu satırları sizlerle paylaşmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Umarım ki okurken sizlere rahatsızlık vermemişizdir. Zira okuduklarımız, elbette sizlerin hayat boyunca karşılaştığı, yaşadığı tecrübelerdir. Biz sadece yeniden gönlünüze bir ayna tutmak istedik. Vesselam.