Salih Nurettin Çevik
Köşe Yazarı
Salih Nurettin Çevik
 

İNSANIN ÖZÜNE DÖNÜŞÜ–17 Vicdanın İnşası Ailede Başlar

Yeni bir yolculuğun başlangıcındayız. Yol meşakkatli ve çetindir. Bir irade, zorluklar karşında sabır gerektirir. Uzun bir zamandır birlikte çıktığımız yolculuklarımızda tecrübeler kazandık, yeni dostluklar kazandık ve her şeyden önemlisi, gönül aynalarımızı tozlarından arındırdık. Şimdi çıkacağımız bu yolda görelim Mevla payımıza ne sunar.  İnsan hep bir arayışın içerisinde yola çıkar. Hayat doğum ve ölüm arasında yapılan bir yolculuktur. İnsan hayatın akışı içinde,  her gün yeni bir yolculuğun başlangıcındadır. Gecenin bir vaktinde alemden aleme yapılan yolculuğun sırrına bırakır ruhunu, gün ışığıyla rızkın açtığı yollara düşer. Bazen bir kahve tadında dostun sohbeti çağırır kalbini, bazen nefsinin çağırışına kulak kabartır yolları mesken eder kendine. Yol umuda taşır insanı. Allah’ı ve sevdiklerini kalbinde taşıyanlar yolunu kaybedenlerden olmaz. Dipsiz kör bir kuyudur benliği insanın içinde, sürekli bir hakikat arayışındadır. Bu arayış, dış dünyadan çok, insanın kendi iç dünyasına yaptığı bir yolculuktur. Bu içsel yolculuk, kişinin kendi varoluşunun anlamını keşfetme sürecidir. Yolculuk, ruhun hakikate ve aşka ulaşma çabasıdır. insan, kendini bilmeden, ne dünyayı ne de hayatı gerçek manada anlayabilir.  Yeni bir dünya düzeni ile karşı karşıyayız. Bu düzende aile büyük bir tehdit altındadır. Bu sebeple, aklımız diri,  kalbimiz diri, ruhumuz diri olmak durumundayız Belki bu diriliğe bir katkımız olur ümidiyle gönle ve akla düşenleri gönül aynanıza yansıtmak istedim. Keyifli ve muhabbetli okumalar dilerim.  Aile Nedir, Neydi, Ne Olmalı? Vicdanın İnşası Ailede Başlar Bugünün yalnız çocukları, ekranların soğuk ışığı altında yavaş yavaş duyarsızlaşıyor. İçten bir dokunuşun, samimi bir bakışın hasretini çekiyorlar. Oysa insanın ilk şefkati tattığı, güveni hissettiği, sevginin dilini öğrendiği yer ailedir. Bir çocuk için aile; fırtınalı duyguların dindiği bir liman, korkuların sarıldığı bir sığınaktır. Bu yüzden insan, özüne dönmek istiyorsa, ilk olarak ailesine dönmelidir. Kaybettiği aile sıcaklığını, yitirdiği çocuk sevgisini yeniden bulmak; ancak gönülden gönüle kurulan bağlarla mümkündür. Bir baba, evladının iç dünyasındaki fırtınalara karşı güvenli bir liman olmalıdır. Bir anne, evladının içini ısıtan o ilk duayı fısıldayan kişi... Anne ve baba; Hz. Peygamber’i (s.a.v.) rehber edinerek, sevgiyi, şefkati ve anlayışı hayatlarına yeniden taşımalıdır. Çünkü Efendimiz, sadece bir peygamber değil; aynı zamanda merhametin, adaletin ve aile içi muhabbetin en güzel örneğidir. Çocukla kurulan sevgi dili, özüne dönen insanın fıtratla yeniden buluşma kapısıdır. Ve bu kapının anahtarları; sevgi, ilgi, anlayış ve adalettir. Hz. Peygamber’in Aile Modeli: Merhametle İnşa Edilen Bir Yuva Peygamber Efendimiz (s.a.v.), aile içinde yalnızca bir baba değildi; Sevginin, sabrın ve hikmetin yaşayan hâliydi. O, evin sadece direği değil; evin huzuru, ev halkının gönlünde saklı bir sükûnetti. Kızlarıyla konuşurken yüzünü onlara çevirir, ellerini tutar, yumuşak sesiyle doğrudan kalplerine dokunurdu. Torunları Hasan ve Hüseyin’i omuzlarına alırken, şefkati oyunla, muhabbeti neşeyle harmanlardı. Onun babalığı, korkudan ya da otoriteden değil; derin bir sevgiden ve anlayıştan beslenirdi. Aile içindeki adalet anlayışı yalnızca maddî değil; manevî bir sorumluluğun, kalp terazisinin yansımasıydı. Her bireyin kalbini kazanmak, her yüreğe merhametle dokunmak, aynı sofrada eşit sevgiyle buluşmak işte O’nun aile rehberliğinin temel taşlarıydı. Bugün savrulan, parçalanan, köklerinden koparılan aile yapılarının karşısında; Hz. Peygamber’in aile hayatı, sarsılmaz bir istikamet, şifa veren bir reçete gibi durmaktadır. Öyleyse bize düşen şudur: Dönüp O’na bakmak, anlamak, yaşamak ve aktarmak. Çünkü O’nun örnekliği yalnızca geçmişin ışığı değil; geleceği inşa edecek bir nurdur. Bir yolculuğumuzun daha sonuna geldik. Yolculuğumuz boyunca beni gönlünüzde ve kalbinizin ışıltısı gözlerinizde misafir ettiğiniz için, şükran ve Muhabbetlerimi sunar, sizi ve sevdiklerinizi Allah’a emanet ederim.   
Ekleme Tarihi: 24 Temmuz 2025 -Perşembe
Salih Nurettin Çevik

İNSANIN ÖZÜNE DÖNÜŞÜ–17 Vicdanın İnşası Ailede Başlar

Yeni bir yolculuğun başlangıcındayız. Yol meşakkatli ve çetindir. Bir irade, zorluklar karşında sabır gerektirir. Uzun bir zamandır birlikte çıktığımız yolculuklarımızda tecrübeler kazandık, yeni dostluklar kazandık ve her şeyden önemlisi, gönül aynalarımızı tozlarından arındırdık. Şimdi çıkacağımız bu yolda görelim Mevla payımıza ne sunar. 

İnsan hep bir arayışın içerisinde yola çıkar. Hayat doğum ve ölüm arasında yapılan bir yolculuktur. İnsan hayatın akışı içinde,  her gün yeni bir yolculuğun başlangıcındadır. Gecenin bir vaktinde alemden aleme yapılan yolculuğun sırrına bırakır ruhunu, gün ışığıyla rızkın açtığı yollara düşer. Bazen bir kahve tadında dostun sohbeti çağırır kalbini, bazen nefsinin çağırışına kulak kabartır yolları mesken eder kendine. Yol umuda taşır insanı. Allah’ı ve sevdiklerini kalbinde taşıyanlar yolunu kaybedenlerden olmaz.

Dipsiz kör bir kuyudur benliği insanın içinde, sürekli bir hakikat arayışındadır. Bu arayış, dış dünyadan çok, insanın kendi iç dünyasına yaptığı bir yolculuktur. Bu içsel yolculuk, kişinin kendi varoluşunun anlamını keşfetme sürecidir. Yolculuk, ruhun hakikate ve aşka ulaşma çabasıdır. insan, kendini bilmeden, ne dünyayı ne de hayatı gerçek manada anlayabilir. 

Yeni bir dünya düzeni ile karşı karşıyayız. Bu düzende aile büyük bir tehdit altındadır. Bu sebeple, aklımız diri,  kalbimiz diri, ruhumuz diri olmak durumundayız Belki bu diriliğe bir katkımız olur ümidiyle gönle ve akla düşenleri gönül aynanıza yansıtmak istedim.
Keyifli ve muhabbetli okumalar dilerim. 

Aile Nedir, Neydi, Ne Olmalı?
Vicdanın İnşası Ailede Başlar

Bugünün yalnız çocukları, ekranların soğuk ışığı altında yavaş yavaş duyarsızlaşıyor. İçten bir dokunuşun, samimi bir bakışın hasretini çekiyorlar.
Oysa insanın ilk şefkati tattığı, güveni hissettiği, sevginin dilini öğrendiği yer ailedir.
Bir çocuk için aile; fırtınalı duyguların dindiği bir liman, korkuların sarıldığı bir sığınaktır.
Bu yüzden insan, özüne dönmek istiyorsa, ilk olarak ailesine dönmelidir.

Kaybettiği aile sıcaklığını, yitirdiği çocuk sevgisini yeniden bulmak; ancak gönülden gönüle kurulan bağlarla mümkündür.
Bir baba, evladının iç dünyasındaki fırtınalara karşı güvenli bir liman olmalıdır.
Bir anne, evladının içini ısıtan o ilk duayı fısıldayan kişi...

Anne ve baba; Hz. Peygamber’i (s.a.v.) rehber edinerek, sevgiyi, şefkati ve anlayışı hayatlarına yeniden taşımalıdır. Çünkü Efendimiz, sadece bir peygamber değil; aynı zamanda merhametin, adaletin ve aile içi muhabbetin en güzel örneğidir.
Çocukla kurulan sevgi dili, özüne dönen insanın fıtratla yeniden buluşma kapısıdır.
Ve bu kapının anahtarları; sevgi, ilgi, anlayış ve adalettir.

Hz. Peygamber’in Aile Modeli: Merhametle İnşa Edilen Bir Yuva

Peygamber Efendimiz (s.a.v.), aile içinde yalnızca bir baba değildi;
Sevginin, sabrın ve hikmetin yaşayan hâliydi.
O, evin sadece direği değil; evin huzuru, ev halkının gönlünde saklı bir sükûnetti.
Kızlarıyla konuşurken yüzünü onlara çevirir, ellerini tutar, yumuşak sesiyle doğrudan kalplerine dokunurdu.
Torunları Hasan ve Hüseyin’i omuzlarına alırken, şefkati oyunla, muhabbeti neşeyle harmanlardı.
Onun babalığı, korkudan ya da otoriteden değil; derin bir sevgiden ve anlayıştan beslenirdi.

Aile içindeki adalet anlayışı yalnızca maddî değil; manevî bir sorumluluğun, kalp terazisinin yansımasıydı.
Her bireyin kalbini kazanmak, her yüreğe merhametle dokunmak, aynı sofrada eşit sevgiyle buluşmak işte O’nun aile rehberliğinin temel taşlarıydı.
Bugün savrulan, parçalanan, köklerinden koparılan aile yapılarının karşısında;
Hz. Peygamber’in aile hayatı, sarsılmaz bir istikamet, şifa veren bir reçete gibi durmaktadır.
Öyleyse bize düşen şudur:
Dönüp O’na bakmak, anlamak, yaşamak ve aktarmak. Çünkü O’nun örnekliği yalnızca geçmişin ışığı değil; geleceği inşa edecek bir nurdur.

Bir yolculuğumuzun daha sonuna geldik. Yolculuğumuz boyunca beni gönlünüzde ve kalbinizin ışıltısı gözlerinizde misafir ettiğiniz için, şükran ve Muhabbetlerimi sunar, sizi ve sevdiklerinizi Allah’a emanet ederim. 

 

Yazıya ifade bırak !
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.