Son yıllarda zannımca hepimizin gündelik hayatında rutin hale gelen konuşma; "eskiden şu ürünü şu fiyata alabiliyorduk, şimdi o ürünün fiyatı bile bu kadar olmuş" diyebiliriz sanırım. Tek haneli enflasyonu özlemeye devam edeceğiz gibi görünüyor. Geçmişten bugüne tek haneli rakamlara ulaşmayı başardık mı ki diye sorabilirsiniz.
1970'li yıllarda yaşanan küresel petrol krizleri, ülkemizdeki ekonomik dengeyi sarsmış ve enflasyonu hızla tırmandırmıştır. Döviz sıkıntısı, ithalata bağımlı üretimde yaşanan zorluklar ve kamu açıklarındaki artış, yüksek enflasyonu körükleyen başlıca etmenler arasında yer almıştır.
1990'lı yıllara geldiğimizde özellikle kamu kaynaklarındaki açıklar, siyasi otoritede neredeyse her yıl değişen hükümetler sebebiyle yaşanan istikrarsızlıklar ve ekonomik krizler nedeniyle ülkemizde enflasyon kronik bir hal almıştı. Bu yıllarda yıllık enflasyon oranları yüzde 60-70 bandında seyretmiş hatta üç haneli rakamlara çıktığı zamanlar bile olmuştu.
2001 yılına gelindiğinde meydana gelen büyük finansal kriz, yüksek enflasyonun ortaya çıkardığı kırılganlıkları açıkça ortaya koymuştur. Krizin hemen ardından yeni IMF bakanı tarafından (Kemal DERVİŞ) uygulamaya konulan Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı, enflasyonu dizginlemek amacıyla sıkı para tedbirleri ve maliye politikalarını devreye koymuştur. Kısa sürede 15 yasayı meclisten geçirerek IMF ile stand by anlaşması yapılmıştı. Fakat halk bu acı reçeteyi devam ettirmek istememiş ve içimizden bir kurtarıcı arayışına girmişti.
Nihayet Kasım 2002’den sonra bugün Türkiye tarihinin çeyrek asrına mühür vuran bir parti ile tanıştı halk. Yeni gelen yönetimle beraber (AK Parti iktidarı) benzer uygulamalar bir süre devam etmiş ve ekonominin toparlanması için birkaç dönem gerektiğine halkı ikna etmişti. Nitekim 21.yüzyılın ilk çeyreğinin ortalarına doğru enflasyon tek haneli rakamlara gerilemiştir. Sonrası…
Sonrası mı? Sonrasını biliyor ve izliyoruz. Belki de hep beraber öncesini özlüyoruz.
Şaka bir yana! Eski Türkiye’nin özlenecek yanını bana değil yaşı 40 üzerinde olan insanlara sorsanız hiçbir özlenecek yanının olmadığını söyleyecekler zaten. İnsanın yaşantısına dair çocukluk özlemleri bu bahse konu değil.
Özleyeceğimiz bir şey varsa o da kısa zamanda tek hanelere gerilemesini istediğimiz enflasyondur! O da 2000’li yıllardan önce hiç görülmedi zaten.
Uzun bir zamandır bakıyorum da etrafımdaki genç arkadaşların çoğunda görmedikleri bir eski Türkiye özlemi var. Siyasi ve ekonomik yakın tarihi internet gibi bir nimetle ayrıntılı şekilde öğrenebilme imkanları varken araştırmamaları ve sonra “eskiden böyle değildi” kabilinden mesnetsiz söylemlerini duydukça çok üzülüyorum. Allah bu kardeşlerime selamet versin diye çok dua ediyorum.
Unutmadan söyleyeyim benim özlem duyduğum şey; hayatta olup da tam anlamıyla idrakinde olamadığım Türkiye özlemi. Yani 2004-2013 yılları arası. Malum o dönemler enflasyon tek haneli rakamlardaydı ve onu başaran siyasi irade halen başımızda. Peki biz o dönemki başarıları şu an neden yakalayamıyoruz?
Selam ve Dua ile….